Kutsal Kitap (Tevrat, Zebur, İncil), Eski ve Yeni Antlaşma olarak üzere iki kısımdan oluşur. Eski Antlaşma, Yahudiler’in kutsal kitabıdır, İbranice ve Aramice olarak yazılmıştır. Yeni Antlaşma (İncil) Grekçe yazılmış ve 27 kitaptan oluşmaktadır. Eski ve Yeni Antlaşma Hristiyanlar’ın kabul ettiği kutsal yazılardır. Bu tercüme 2001 yılında yayımlanmış ve 2008 yılında küçük düzeltmeler yapılmıştır.  Basılı bir kopyasını temin etmek için Kitabı Mukaddes Şirketi ile irtibata geçebilirsiniz. www.kitabimukaddes.com

Sesli Kutsal Kitap © The Bible Society in Turkey (Kitabı Mukaddes Şirketi) , 2016

Kutsal Kitap Yeni Ceviri

<div class="version vid170 iso6393tur" data-vid="170" data-iso6393="tur">
 <div class="book bkLUK">
 <div class="chapter ch14" data-usfm="LUK.14">
 <div class="label">14</div><div class="s1">&#304;sa Bir Ferisi'nin Evinde</div><div class="p"> 1Bir &#350;abat G&#252;n&#252; &#304;sa Ferisiler'in ileri gelenlerinden birinin evine yemek yemeye gitti. Herkes O'nu dikkatle g&#246;zl&#252;yordu. 2&#214;n&#252;nde, v&#252;cudu su toplam&#305;&#351; bir adam vard&#305;. 3&#304;sa, Kutsal Yasa uzmanlar&#305;na ve Ferisiler'e, &#8220;&#350;abat G&#252;n&#252; bir hastay&#305; iyile&#351;tirmek Kutsal Yasa'ya uygun mudur, de&#287;il midir?&#8221; diye sordu. 4Onlar ses &#231;&#305;karmad&#305;lar. &#304;sa adam&#305; tutup iyile&#351;tirdi, sonra eve g&#246;nderdi.</div><div class="p"> 5 # 
 Mat.12:11
 &#304;sa onlara &#351;&#246;yle dedi: &#8220;Hanginiz o&#287;lu ya da &#246;k&#252;z&#252; &#350;abat G&#252;n&#252; kuyuya d&#252;&#351;er de hemen &#231;&#305;karmaz?&#8221; 6Onlar buna hi&#231;bir kar&#351;&#305;l&#305;k veremediler.</div><div class="p"> 7-9 # 
 &#214;zd.25:6-7
 Yeme&#287;e &#231;a&#287;r&#305;lanlar&#305;n ba&#351;k&#246;&#351;eleri se&#231;ti&#287;ini farkeden &#304;sa, onlara &#351;u benzetmeyi anlatt&#305;: &#8220;Biri seni d&#252;&#287;&#252;ne &#231;a&#287;&#305;rd&#305;&#287;&#305; zaman ba&#351;k&#246;&#351;eye kurulma. Belki senden daha sayg&#305;n birini de &#231;a&#287;&#305;rm&#305;&#351;t&#305;r. &#304;kinizi de &#231;a&#287;&#305;ran gelip, &#8216;Yerini bu adama ver&#8217; diyebilir. O zaman utan&#231;la kalk&#305;p en arkaya ge&#231;ersin. 10Bir yere &#231;a&#287;r&#305;ld&#305;&#287;&#305;n zaman git, en arkada otur. &#214;yle ki, seni &#231;a&#287;&#305;ran gelince, &#8216;Arkada&#351;&#305;m, daha &#246;ne buyurmaz m&#305;s&#305;n?&#8217; desin. O zaman seninle birlikte sofrada oturan herkesin &#246;n&#252;nde onurland&#305;r&#305;lm&#305;&#351; olursun. 11#Mat.23:12; Luk.18:14 Kendini y&#252;celten herkes al&#231;alt&#305;lacak, kendini al&#231;altan y&#252;celtilecektir.&#8221;</div><div class="s1">&#350;&#246;len Benzetmesi</div><div class="r">(Mat.22:1-10)</div><div class="p"> 12&#304;sa kendisini yeme&#287;e &#231;a&#287;&#305;rm&#305;&#351; olana da &#351;&#246;yle dedi: &#8220;Bir &#246;&#287;len ya da ak&#351;am yeme&#287;i verdi&#287;in zaman dostlar&#305;n&#305;, karde&#351;lerini, akrabalar&#305;n&#305; ve zengin kom&#351;ular&#305;n&#305; &#231;a&#287;&#305;rma. Yoksa onlar da seni &#231;a&#287;&#305;rarak kar&#351;&#305;l&#305;k verirler. 13Ama ziyafet verdi&#287;in zaman yoksullar&#305;, k&#246;t&#252;r&#252;mleri, sakatlar&#305;, k&#246;rleri &#231;a&#287;&#305;r. 14B&#246;ylece mutlu olursun. &#199;&#252;nk&#252; bunlar sana kar&#351;&#305;l&#305;k verecek durumda de&#287;ildirler. Kar&#351;&#305;l&#305;&#287;&#305; sana, do&#287;ru ki&#351;iler dirildi&#287;i zaman verilecektir.&#8221;</div><div class="p"> 15Sofrada oturanlardan biri bunu duyunca &#304;sa'ya, &#8220;Tanr&#305;'n&#305;n Egemenli&#287;i'nde yemek yiyecek olana ne mutlu!&#8221; dedi.</div><div class="p"> 16&#304;sa ona &#351;&#246;yle dedi: &#8220;Adam&#305;n biri b&#252;y&#252;k bir &#351;&#246;len haz&#305;rlay&#305;p bir&#231;ok konuk &#231;a&#287;&#305;rd&#305;. 17&#350;&#246;len saati gelince davetlilere, &#8216;Buyurun, her &#351;ey haz&#305;r&#8217; diye haber vermek &#252;zere k&#246;lesini g&#246;nderdi.</div><div class="p"> 18&#8220;Ne var ki, hepsi anla&#351;m&#305;&#351;&#231;as&#305;na &#246;z&#252;r dilemeye ba&#351;lad&#305;lar. Birincisi, &#8216;Bir tarla sat&#305;n ald&#305;m, gidip g&#246;rmek zorunday&#305;m. Rica ederim, beni ho&#351; g&#246;r&#8217; dedi.</div><div class="p"> 19&#8220;Bir ba&#351;kas&#305;, &#8216;Be&#351; &#231;ift &#246;k&#252;z ald&#305;m, onlar&#305; denemeye gidiyorum. Rica ederim, beni ho&#351; g&#246;r&#8217; dedi.</div><div class="p"> 20&#8220;Yine bir ba&#351;kas&#305;, &#8216;Yeni evlendim, bu nedenle gelemiyorum&#8217; dedi.</div><div class="p"> 21&#8220;K&#246;le geri d&#246;n&#252;p durumu efendisine bildirdi. Bunun &#252;zerine ev sahibi &#246;fkelenerek k&#246;lesine, &#8216;Ko&#351;&#8217; dedi, &#8216;Kentin caddelerine, sokaklar&#305;na &#231;&#305;k; yoksullar&#305;, k&#246;t&#252;r&#252;mleri, k&#246;rleri, sakatlar&#305; buraya getir.&#8217;</div><div class="p"> 22&#8220;K&#246;le, &#8216;Efendim, buyru&#287;un yerine getirilmi&#351;tir, ama daha yer var&#8217; dedi.</div><div class="p"> 23&#8220;Efendisi k&#246;leye, &#8216;&#199;&#305;k&#305;p yollar&#305; ve &#231;it boylar&#305;n&#305; dola&#351;, bulduklar&#305;n&#305; gelmeye zorla da evim dolsun&#8217; dedi. 24&#8216;Size &#351;unu s&#246;yleyeyim, ilk &#231;a&#287;r&#305;lan o adamlardan hi&#231;biri benim yeme&#287;imden tatmayacakt&#305;r.&#8217; &#8221;</div><div class="s1">&#304;sa'n&#305;n &#214;&#287;rencileri</div><div class="r">(Mat.10:37-38)</div><div class="p"> 25-26Kalabal&#305;k halk topluluklar&#305; &#304;sa'yla birlikte yol al&#305;yordu. &#304;sa d&#246;n&#252;p onlara &#351;&#246;yle dedi: &#8220;Biri bana gelip de babas&#305;n&#305;, annesini, kar&#305;s&#305;n&#305;, &#231;ocuklar&#305;n&#305;, karde&#351;lerini, hatta kendi can&#305;n&#305; bile g&#246;zden &#231;&#305;karmazsa#14:25-26 &#8220;Biri bana gelip de babas&#305;n&#305;, annesini, kar&#305;s&#305;n&#305;, &#231;ocuklar&#305;n&#305;, karde&#351;lerini, hatta kendi can&#305;n&#305; bile g&#246;zden &#231;&#305;karmazsa&#8221;: Grek&#231;e &#8220;Biri bana gelip de babas&#305;ndan, annesinden, kar&#305;s&#305;ndan, &#231;ocuklar&#305;ndan, karde&#351;lerinden, hatta kendi can&#305;ndan bile nefret etmezse&#8221;., &#246;&#287;rencim olamaz. 27#Mat.16:24; Mar.8:34; Luk.9:23 &#199;arm&#305;h&#305;n&#305; y&#252;klenip ard&#305;mdan gelmeyen, &#246;&#287;rencim olamaz.</div><div class="p"> 28&#8220;Aran&#305;zdan biri bir kule yapmak isterse, bunu tamamlayacak kadar paras&#305; var m&#305; yok mu diye &#246;nce oturup yapaca&#287;&#305; masraf&#305; hesap etmez mi? 29-30&#199;&#252;nk&#252; temel at&#305;p da i&#351;i bitiremezse, durumu g&#246;ren herkes, &#8216;Bu adam in&#351;aata ba&#351;lad&#305;, ama bitiremedi&#8217; diyerek onunla e&#287;lenmeye ba&#351;lar.</div><div class="p"> 31&#8220;Ya da hangi kral ba&#351;ka bir kralla sava&#351;a gitti&#287;inde, &#252;zerine yirmi bin askerle y&#252;r&#252;yen d&#252;&#351;mana on bin askerle kar&#351;&#305; koyabilir miyim diye &#246;nce oturup bir de&#287;erlendirme yapmaz? 32E&#287;er kar&#351;&#305; koyamayacaksa, &#246;b&#252;r&#252; hen&#252;z uzaktayken el&#231;iler g&#246;nderip bar&#305;&#351; ko&#351;ullar&#305;n&#305; ister. 33Ayn&#305; &#351;ekilde sizden kim var&#305;n&#305; yo&#287;unu g&#246;zden &#231;&#305;karmazsa, &#246;&#287;rencim olamaz.</div><div class="p"> 34&#8220;Tuz yararl&#305;d&#305;r. Ama tuz tad&#305;n&#305; yitirirse, bir daha nas&#305;l o tad&#305; kazanabilir? 35Ne topra&#287;a, ne de g&#252;breye yarar; onu &#231;&#246;pe atarlar. &#304;&#351;itecek kula&#287;&#305; olan i&#351;itsin.&#8221;</div>
 </div>
 </div>
</div>

Kutsal Kitap © The Bible Society in Turkey (Kitabı Mukaddes Şirketi), The Translation Trust / Yeni Yaşam Yayınları 2001, 2008

Bir Şabat Günü İsa Ferisiler'in ileri gelenlerinden birinin evine yemek yemeye gitti. Herkes O'nu dikkatle gözlüyordu. Önünde, vücudu su toplamış bir adam vardı. İsa, Kutsal Yasa uzmanlarına ve Ferisiler'e, “Şabat Günü bir hastayı iyileştirmek Kutsal Yasa'ya uygun mudur, değil midir?” diye sordu. Onlar ses çıkarmadılar. İsa adamı tutup iyileştirdi, sonra eve gönderdi.
İsa onlara şöyle dedi: “Hanginiz oğlu ya da öküzü Şabat Günü kuyuya düşer de hemen çıkarmaz?” Onlar buna hiçbir karşılık veremediler.
Yemeğe çağrılanların başköşeleri seçtiğini farkeden İsa, onlara şu benzetmeyi anlattı: “Biri seni düğüne çağırdığı zaman başköşeye kurulma. Belki senden daha saygın birini de çağırmıştır. İkinizi de çağıran gelip, ‘Yerini bu adama ver’ diyebilir. O zaman utançla kalkıp en arkaya geçersin. Bir yere çağrıldığın zaman git, en arkada otur. Öyle ki, seni çağıran gelince, ‘Arkadaşım, daha öne buyurmaz mısın?’ desin. O zaman seninle birlikte sofrada oturan herkesin önünde onurlandırılmış olursun. Kendini yücelten herkes alçaltılacak, kendini alçaltan yüceltilecektir.”


İsa kendisini yemeğe çağırmış olana da şöyle dedi: “Bir öğlen ya da akşam yemeği verdiğin zaman dostlarını, kardeşlerini, akrabalarını ve zengin komşularını çağırma. Yoksa onlar da seni çağırarak karşılık verirler. Ama ziyafet verdiğin zaman yoksulları, kötürümleri, sakatları, körleri çağır. Böylece mutlu olursun. Çünkü bunlar sana karşılık verecek durumda değildirler. Karşılığı sana, doğru kişiler dirildiği zaman verilecektir.”
Sofrada oturanlardan biri bunu duyunca İsa'ya, “Tanrı'nın Egemenliği'nde yemek yiyecek olana ne mutlu!” dedi.
İsa ona şöyle dedi: “Adamın biri büyük bir şölen hazırlayıp birçok konuk çağırdı. Şölen saati gelince davetlilere, ‘Buyurun, her şey hazır’ diye haber vermek üzere kölesini gönderdi.
“Ne var ki, hepsi anlaşmışçasına özür dilemeye başladılar. Birincisi, ‘Bir tarla satın aldım, gidip görmek zorundayım. Rica ederim, beni hoş gör’ dedi.
“Bir başkası, ‘Beş çift öküz aldım, onları denemeye gidiyorum. Rica ederim, beni hoş gör’ dedi.
“Yine bir başkası, ‘Yeni evlendim, bu nedenle gelemiyorum’ dedi.
“Köle geri dönüp durumu efendisine bildirdi. Bunun üzerine ev sahibi öfkelenerek kölesine, ‘Koş’ dedi, ‘Kentin caddelerine, sokaklarına çık; yoksulları, kötürümleri, körleri, sakatları buraya getir.’
“Köle, ‘Efendim, buyruğun yerine getirilmiştir, ama daha yer var’ dedi.
“Efendisi köleye, ‘Çıkıp yolları ve çit boylarını dolaş, bulduklarını gelmeye zorla da evim dolsun’ dedi. ‘Size şunu söyleyeyim, ilk çağrılan o adamlardan hiçbiri benim yemeğimden tatmayacaktır.’ ”


Kalabalık halk toplulukları İsa'yla birlikte yol alıyordu. İsa dönüp onlara şöyle dedi: “Biri bana gelip de babasını, annesini, karısını, çocuklarını, kardeşlerini, hatta kendi canını bile gözden çıkarmazsa, öğrencim olamaz. Çarmıhını yüklenip ardımdan gelmeyen, öğrencim olamaz.
“Aranızdan biri bir kule yapmak isterse, bunu tamamlayacak kadar parası var mı yok mu diye önce oturup yapacağı masrafı hesap etmez mi? Çünkü temel atıp da işi bitiremezse, durumu gören herkes, ‘Bu adam inşaata başladı, ama bitiremedi’ diyerek onunla eğlenmeye başlar.
“Ya da hangi kral başka bir kralla savaşa gittiğinde, üzerine yirmi bin askerle yürüyen düşmana on bin askerle karşı koyabilir miyim diye önce oturup bir değerlendirme yapmaz? Eğer karşı koyamayacaksa, öbürü henüz uzaktayken elçiler gönderip barış koşullarını ister. Aynı şekilde sizden kim varını yoğunu gözden çıkarmazsa, öğrencim olamaz.
“Tuz yararlıdır. Ama tuz tadını yitirirse, bir daha nasıl o tadı kazanabilir? Ne toprağa, ne de gübreye yarar; onu çöpe atarlar. İşitecek kulağı olan işitsin.”

Escolta LUKA 14