MARKOS 4
4
Ekinci Simgesi
(Mat.13:1-17; Luk.8:4-10)
1İsa yine Galile Denizi kıyısında öğretmeye başladı. Çok büyük bir kalabalık çevresini sardı. Bu durumda denizde bir tekneye binip oturmak zorunda kaldı. Bütün kalabalık deniz kıyısında toplanmıştı. 2İsa simgesel öykülerle onlara birçok şey öğretiyordu. Öğretişinde şunları anlatıyordu:
3“Dinleyin! Bir ekinci tohum ekmeye çıktı. 4O ekerken, tohumların kimi yolun kenarına düştü, kuşlar inip onları yedi. 5Başka bir tohum ise kayalık bir yere düştü. Toprak derin olmadığından hemen filizlendi. 6Güneş doğunca kavruldu, kök salamadığından kuruyup gitti. 7Başka bir tohum da dikenlerin arasına düştü, dikenler gelişip onu boğdu; ürün vermedi. 8Başkaları ise verimli toprağa düştü, büyüyüp gelişti. Otuz kat, altmış kat, yüz kat ürün verdi.”
9İsa konuşmasını, “İşitecek kulağı olan işitsin” diyerek sona erdirdi.
10Kalabalık dağılınca, kendisiyle birlikte bulunanlar ve Onikiler İsa'dan simgesel öykülerle ilgili bilgi istediler. 11İsa onları şöyle yanıtladı: “Tanrı'nın Hükümranlığı'nın gizi sizlere verilmiştir. Ama onlara –dışarıda bulunanlara– her şey simgesel öykülerle açıklanır. 12#Yşa.6:9,10Öyle ki,
“ ‘Bakıp bakıp görmesinler,
Duyup duyup anlamasınlar da,
Dönüp bağışlanmasınlar.’ ”
Ekinci Simgesinin Anlamı
(Mat.13:18-23; Luk.8:11-15)
13İsa onlara, “Bu simgesel öyküyü anlamıyor musunuz?” dedi, “Öyleyse simgelerin tümünü nasıl anlayacaksınız? 14Ekinci Tanrı'nın sözünü eker. 15Yol kenarındakiler sözün ekildiği kişileri simgeler. Bunlar sözü duyar duymaz şeytan gelip kendilerine ekilen sözü alır götürür. 16Kayalık yerlere ekilenler ise, sözü işitir işitmez hemen sevinçle ona sarılanlardır. 17Ne var ki, kökleri olmadığından kısa bir süre dayanırlar. Sonra kutsal söz konusunda acı ya da saldırıyla karşılaşınca, hemen tökezleyip düşerler.
18“Dikenler arasına ekilenlere gelince, bunlar sözü işitenlerdir. 19Ne var ki, dünya kaygıları, zenginliğin aldatıcılığı ve çeşitli istekler araya girerek sözü boğar ve söz ürün vermez. 20Verimli toprağa ekilenler ise sözü duyup benimseyenlerdir. Otuz kat, altmış kat, yüz kat ürün verirler.”
Şamdanda Yanan Işık
(Mat.5:15; 10:26; Luk.8:16-18)
21İsa konuşmasını şöyle sürdürdü: “Işık getirildiğinde onu tahıl ölçeğinin ya da yatağın altına mı koyarlar? Onun yeri şamdan değil midir? 22Açıklanmayacak gizli kapaklı hiçbir şey yoktur, ne de açığa çıkarılmayacak gizli bir sır. 23İşitecek kulağı olan işitsin!”
24İsa, “İşittiğinize dikkat edin” dedi, “Hangi ölçüyle ölçerseniz aynı ölçüyle ölçüleceksiniz; hatta üstüne de eklenecektir. 25Çünkü kendisinde bulunana daha da çok verilecek, ama bir şeyi olmayandan elindeki bile alınacaktır.”
Tanrı'nın Hükümranlığı'nın Yayılması
26İsa konuşmasını sürdürdü: “Tanrı'nın Hükümranlığı toprağa tohum eken bir adama benzer. 27Gece yatar, gündüz kalkar. Tohum filiz sürer ve gelişir; adam bunun nasıl olduğunu anlamaz. 28Toprak kendiliğinden önce filizi, sonra başağı, sonra da başaktaki dolu taneyi yetiştirir. 29#Yoe.3:13Taneler olgunlaşır olgunlaşmaz, adam hemen orağı vurur. Çünkü biçme zamanı gelmiştir.”
Tanrı'nın Hükümranlığı Neye Benzer?
(Mat.13:31-33; Luk.13:18-21)
30İsa, “Tanrı'nın Hükümranlığı'nı neye benzetebiliriz, ya da ona hangi simgesel öyküyü uygulamamız yaraşır?” dedi, 31“O bir hardal tohumuna benzer. Toprağa ekildiğinde yeryüzündeki tüm tohumların en küçüğüdür. 32#Dan.4:12,21; Hez.17:23; 31:6Ama ekildikten sonra büyür ve ekinler içinde en büyüğü olur. Dallanıp budaklanır. Öyle ki, göğün kuşları gölgesinde tüneyebilir.”
33Bunlara benzer daha bir sürü simgesel öyküyle onlara kavrayabildikleri kadar kutsal sözü anlattı. 34Simge kullanmadan bir şey anlatmadı. Ama öğrencilerine özel olarak her şeyi açıkladı.
İsa Fırtınayı Dindiriyor
(Mat.8:23-27; Luk.8:22-25)
35Aynı gün akşam bastırınca İsa öğrencilerine, “Denizin karşı yakasına geçelim” dedi. 36Kalabalıktan ayrıldılar. Öğrenciler İsa'nın içinde bulunduğu tekneye binip O'nunla birlikte açıldılar. Başka tekneler de O'nu izledi.
37Hızla esen korkunç bir bora çıktı, suları çalkaladı. Dalgalar tekneye öylesine bindirdi ki, tekne suyla dolmaya başladı. 38İsa teknenin kıçındaydı, başını bir yastığa yaslamış uyuyordu. Onu uyandırıp, “Öğretmenimiz!” dediler, “Yok olmamıza aldırış etmiyor musun?”
39İsa ayağa kalktı, rüzgarı azarladı ve denize buyruk verdi: “Dur, sakinleş!” Sert rüzgar dindi, ortalık sütliman oldu. 40İsa öğrencilerine, “Neden korkuyorsunuz?” dedi, “Hâlâ imanınız yok mu?”
41Öğrenciler büyük bir korkuya kapıldılar. Birbirlerine, “Kim bu acaba?” diyorlardı, “Rüzgar da, deniz de O'na boyun eğiyor!”
Seçili Olanlar:
MARKOS 4: KKDEU
Vurgu
Paylaş
Kopyala
Önemli anlarınızın tüm cihazlarınıza kaydedilmesini mi istiyorsunuz? Kayıt olun ya da giriş yapın
Kitabı Mukaddes Şirketi (Bible Society in Turkey) 2003
MARKOS 4
4
Ekinci Simgesi
(Mat.13:1-17; Luk.8:4-10)
1İsa yine Galile Denizi kıyısında öğretmeye başladı. Çok büyük bir kalabalık çevresini sardı. Bu durumda denizde bir tekneye binip oturmak zorunda kaldı. Bütün kalabalık deniz kıyısında toplanmıştı. 2İsa simgesel öykülerle onlara birçok şey öğretiyordu. Öğretişinde şunları anlatıyordu:
3“Dinleyin! Bir ekinci tohum ekmeye çıktı. 4O ekerken, tohumların kimi yolun kenarına düştü, kuşlar inip onları yedi. 5Başka bir tohum ise kayalık bir yere düştü. Toprak derin olmadığından hemen filizlendi. 6Güneş doğunca kavruldu, kök salamadığından kuruyup gitti. 7Başka bir tohum da dikenlerin arasına düştü, dikenler gelişip onu boğdu; ürün vermedi. 8Başkaları ise verimli toprağa düştü, büyüyüp gelişti. Otuz kat, altmış kat, yüz kat ürün verdi.”
9İsa konuşmasını, “İşitecek kulağı olan işitsin” diyerek sona erdirdi.
10Kalabalık dağılınca, kendisiyle birlikte bulunanlar ve Onikiler İsa'dan simgesel öykülerle ilgili bilgi istediler. 11İsa onları şöyle yanıtladı: “Tanrı'nın Hükümranlığı'nın gizi sizlere verilmiştir. Ama onlara –dışarıda bulunanlara– her şey simgesel öykülerle açıklanır. 12#Yşa.6:9,10Öyle ki,
“ ‘Bakıp bakıp görmesinler,
Duyup duyup anlamasınlar da,
Dönüp bağışlanmasınlar.’ ”
Ekinci Simgesinin Anlamı
(Mat.13:18-23; Luk.8:11-15)
13İsa onlara, “Bu simgesel öyküyü anlamıyor musunuz?” dedi, “Öyleyse simgelerin tümünü nasıl anlayacaksınız? 14Ekinci Tanrı'nın sözünü eker. 15Yol kenarındakiler sözün ekildiği kişileri simgeler. Bunlar sözü duyar duymaz şeytan gelip kendilerine ekilen sözü alır götürür. 16Kayalık yerlere ekilenler ise, sözü işitir işitmez hemen sevinçle ona sarılanlardır. 17Ne var ki, kökleri olmadığından kısa bir süre dayanırlar. Sonra kutsal söz konusunda acı ya da saldırıyla karşılaşınca, hemen tökezleyip düşerler.
18“Dikenler arasına ekilenlere gelince, bunlar sözü işitenlerdir. 19Ne var ki, dünya kaygıları, zenginliğin aldatıcılığı ve çeşitli istekler araya girerek sözü boğar ve söz ürün vermez. 20Verimli toprağa ekilenler ise sözü duyup benimseyenlerdir. Otuz kat, altmış kat, yüz kat ürün verirler.”
Şamdanda Yanan Işık
(Mat.5:15; 10:26; Luk.8:16-18)
21İsa konuşmasını şöyle sürdürdü: “Işık getirildiğinde onu tahıl ölçeğinin ya da yatağın altına mı koyarlar? Onun yeri şamdan değil midir? 22Açıklanmayacak gizli kapaklı hiçbir şey yoktur, ne de açığa çıkarılmayacak gizli bir sır. 23İşitecek kulağı olan işitsin!”
24İsa, “İşittiğinize dikkat edin” dedi, “Hangi ölçüyle ölçerseniz aynı ölçüyle ölçüleceksiniz; hatta üstüne de eklenecektir. 25Çünkü kendisinde bulunana daha da çok verilecek, ama bir şeyi olmayandan elindeki bile alınacaktır.”
Tanrı'nın Hükümranlığı'nın Yayılması
26İsa konuşmasını sürdürdü: “Tanrı'nın Hükümranlığı toprağa tohum eken bir adama benzer. 27Gece yatar, gündüz kalkar. Tohum filiz sürer ve gelişir; adam bunun nasıl olduğunu anlamaz. 28Toprak kendiliğinden önce filizi, sonra başağı, sonra da başaktaki dolu taneyi yetiştirir. 29#Yoe.3:13Taneler olgunlaşır olgunlaşmaz, adam hemen orağı vurur. Çünkü biçme zamanı gelmiştir.”
Tanrı'nın Hükümranlığı Neye Benzer?
(Mat.13:31-33; Luk.13:18-21)
30İsa, “Tanrı'nın Hükümranlığı'nı neye benzetebiliriz, ya da ona hangi simgesel öyküyü uygulamamız yaraşır?” dedi, 31“O bir hardal tohumuna benzer. Toprağa ekildiğinde yeryüzündeki tüm tohumların en küçüğüdür. 32#Dan.4:12,21; Hez.17:23; 31:6Ama ekildikten sonra büyür ve ekinler içinde en büyüğü olur. Dallanıp budaklanır. Öyle ki, göğün kuşları gölgesinde tüneyebilir.”
33Bunlara benzer daha bir sürü simgesel öyküyle onlara kavrayabildikleri kadar kutsal sözü anlattı. 34Simge kullanmadan bir şey anlatmadı. Ama öğrencilerine özel olarak her şeyi açıkladı.
İsa Fırtınayı Dindiriyor
(Mat.8:23-27; Luk.8:22-25)
35Aynı gün akşam bastırınca İsa öğrencilerine, “Denizin karşı yakasına geçelim” dedi. 36Kalabalıktan ayrıldılar. Öğrenciler İsa'nın içinde bulunduğu tekneye binip O'nunla birlikte açıldılar. Başka tekneler de O'nu izledi.
37Hızla esen korkunç bir bora çıktı, suları çalkaladı. Dalgalar tekneye öylesine bindirdi ki, tekne suyla dolmaya başladı. 38İsa teknenin kıçındaydı, başını bir yastığa yaslamış uyuyordu. Onu uyandırıp, “Öğretmenimiz!” dediler, “Yok olmamıza aldırış etmiyor musun?”
39İsa ayağa kalktı, rüzgarı azarladı ve denize buyruk verdi: “Dur, sakinleş!” Sert rüzgar dindi, ortalık sütliman oldu. 40İsa öğrencilerine, “Neden korkuyorsunuz?” dedi, “Hâlâ imanınız yok mu?”
41Öğrenciler büyük bir korkuya kapıldılar. Birbirlerine, “Kim bu acaba?” diyorlardı, “Rüzgar da, deniz de O'na boyun eğiyor!”
Seçili Olanlar:
:
Vurgu
Paylaş
Kopyala
Önemli anlarınızın tüm cihazlarınıza kaydedilmesini mi istiyorsunuz? Kayıt olun ya da giriş yapın
Kitabı Mukaddes Şirketi (Bible Society in Turkey) 2003