1.KORİNTLİLER 2:6-16

1.KORİNTLİLER 2:6-16 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Gerçi olgun kişiler arasında bilgece sözler söylüyoruz; ama bu bilgelik ne şimdiki çağın, ne de bu çağın gelip geçici önderlerinin bilgeliğidir. Tanrı'nın saklı bilgeliğinden gizemli biçimde söz ediyoruz. Zamanın başlangıcından önce Tanrı'nın bizim yüceliğimiz için belirlediği bu bilgeliği bu çağın önderlerinden hiçbiri anlamadı. Anlasalardı yüce Rab'bi çarmıha germezlerdi. Yazılmış olduğu gibi, “Tanrı'nın kendisini sevenler için hazırladıklarını Hiçbir göz görmedi, Hiçbir kulak duymadı, Hiçbir insan yüreği kavramadı.” Oysa Tanrı Ruh aracılığıyla bunları bize açıkladı. Çünkü Ruh her şeyi, Tanrı'nın derin düşüncelerini bile araştırır. İnsanın düşüncelerini, insanın içindeki ruhundan başka kim bilebilir? Bunun gibi, Tanrı'nın düşüncelerini de Tanrı'nın Ruhu'ndan başkası bilemez. Tanrı'nın bize lütfettiklerini bilelim diye, bu dünyanın ruhunu değil, Tanrı'dan gelen Ruh'u aldık. Ruhsal kişilere ruhsal gerçekleri açıklarken, Tanrı'nın lütfettiklerini insan bilgeliğinin öğrettiği sözlerle değil, Ruh'un öğrettiği sözlerle bildiririz. Doğal kişi, Tanrı'nın Ruhu'yla ilgili gerçekleri kabul etmez. Çünkü bunlar ona saçma gelir, ruhça değerlendirildikleri için bunları anlayamaz. Ruhsal kişi her konuda yargı yürütebilir, ama kimse onun hakkında yargı yürütemez. “Rab'bin düşüncesini kim bildi ki, O'na öğüt verebilsin?”

1.KORİNTLİLER 2:6-16 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

Fakat kâmiller arasında hikmet söyliyoruz; lâkin ne bu dünyanın, ne de bu dünyanın zeval bulan reislerinin hikmeti değil; fakat Allahın dünyalardan evel izzetimiz için takdir ettiği Allahın saklı hikmetini sırda söyliyoruz; onu bu dünyanın reislerinden hiç biri bilmedi; çünkü eğer bilselerdi, izzetin Rabbini haça germezlerdi; fakat nitekim yazılmıştır: “Gözün görmediği, ve kulağın işitmediği, Ve insanın yüreğine girmediği, Yani, Allahın kendini sevenlere hazırladığı bütün şeyler.” Fakat Allah onları bize Ruh ile keşfetti; çünkü Ruh bütün şeyleri, Allahın derin şeylerini bile araştırır. Çünkü insanın şeylerini insanın kendisinde olan ruhundan başka insanlar arasında kim bilir? ve böylece Allahın Ruhundan başka, Allahın şeylerini kimse bilmez. Fakat biz dünyanın ruhunu değil, ancak Allahtan olan Ruhu aldık; ta ki, Allah tarafından bize ihsan olunan şeyleri bilelim. Bunları insanî hikmetin öğrettiği söz ile değil, ancak ruhanî şeyleri ruhanî sözlerle birleştirerek Ruhun öğrettiği söz ile söyliyoruz. Fakat nefsanî adam, Allahın Ruhunun şeylerini kabul etmez; çünkü kendisi için akılsızlıktır, ve onları bilemez, çünkü ruhanî suretle muhakeme olunur. Fakat ruhanî adam bütün şeyleri muhakeme eder, kendisi ise, hiç kimse tarafından muhakeme olunmaz. Çünkü Rabbin fikrini kim bildi ki, ona öğretsin? Fakat Mesihin fikri bizdedir.

1.KORİNTLİLER 2:6-16 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Kaldı ki, ruhsal olgunlukta olanlara bilgelikten söz ediyoruz. Ne bu çağa, ne de ortadan kaldırılacak olan bu çağın yönetimlerine özgü bilgeliktir bu. Saklı bulunan Tanrı bilgeliğinden gizemli bir biçimde söz ediyoruz. Tanrı'nın bizim yüceltilmemiz için zamanın öncesinde amaçladığı bilgeliktir bu. Bu çağın yöneticilerinden hiçbiri bunu bilmedi. Bilmiş olsalardı Yücelik Rabbi'ni çarmıha germezlerdi. Tıpkı yazıldığı gibi, “Tanrı'nın kendisini sevenlere hazırladıklarını Hiçbir göz görmedi, hiçbir kulak duymadı, hiçbir insan yüreği kavramadı.” Ama Tanrı Ruh aracılığıyla bunları bize açıkladı. Çünkü Ruh her şeyi, Tanrı'ya ilişkin derinlikleri bile araştırır. İnsanlar arasında insana ilişkin konuları, insanın varlığında bulunan kendi ruhundan başka kim bilebilir? Tıpkı bunun gibi, Tanrı'ya ilişkin konuları da Tanrı Ruhu'ndan başka kimse bilemez. Biz dünyanın ruhunu almadık. Tam tersine, Tanrı tarafından bize bağışlanan armağanları bilebilelim diye Tanrı'dan gelen Ruh'u aldık. Konuştuğumuz konular insansal bilgelik düzeyinde öğretilir türden değildir. Tam tersine, Ruh düzeyinde öğretilir türdendir. Ruhsal gerçekleri ruhsal olanlara açıklıyoruz. Ruhtan yoksun insan Tanrı Ruhu'na özgü konuları kavrayamaz. Çünkü bunlar ona akılsızlık gibi gelir. Onları bilmesi de olanaksızdır. Çünkü bu konular ruhsal yoldan kavranır. Ruhsal insan her konuda yargı yürütebilir; ama kimse o insana ilişkin yargı yürütemez. Çünkü, “Rab'bin düşüncesini kim anlayabildi ki O'na öğüt verebilsin?” Kaldı ki, bizlerde Mesih'in düşüncesi vardır.