ELÇİLERİN İŞLERİ 22:1-30

ELÇİLERİN İŞLERİ 22:1-30 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

“Kardeşler ve babalar, size şimdi yapacağım savunmayı dinleyin” dedi. Pavlus'un kendilerine İbrani dilinde seslendiğini duyduklarında daha derin bir sessizlik oldu. Pavlus şöyle devam etti: “Ben Yahudi'yim. Kilikya'nın Tarsus Kenti'nde doğdum ve burada, Yeruşalim'de Gamaliel'in dizinin dibinde büyüdüm. Atalarımızın yasasıyla ilgili sıkı bir eğitimden geçtim. Bugün hepinizin yaptığı gibi, ben de Tanrı için gayretle çalışan biriydim. İsa'nın yolundan gidenlere öldüresiye zulmeder, kadın erkek demeden onları bağlayıp hapse atardım. Başkâhin ile bütün kurul üyeleri söylediklerimi doğrulayabilirler. Onlardan Yahudi kardeşlere yazılmış mektuplar alarak Şam'a doğru yola çıkmıştım. Amacım, oradaki İsa inanlılarını da cezalandırmak üzere bağlayıp Yeruşalim'e getirmekti. “Ben öğleye doğru yol alıp Şam'a yaklaşırken, birdenbire gökten parlak bir ışık çevremi aydınlattı. Yere yıkıldım. Bir sesin bana, ‘Saul, Saul! Neden bana zulmediyorsun?’ dediğini işittim. “ ‘Ey Efendim, sen kimsin?’ diye sordum. “Ses bana, ‘Ben senin zulmettiğin Nasıralı İsa'yım’ dedi. Yanımdakiler ışığı gördülerse de, benimle konuşanın söylediklerini anlamadılar. “ ‘Rab, ne yapmalıyım?’ diye sordum. “Rab bana, ‘Kalk, Şam'a git’ dedi, ‘Yapmanı tasarladığım her şey orada sana bildirilecek.’ Parlayan ışığın görkeminden gözlerim görmez olduğundan, yanımdakiler elimden tutup beni Şam'a götürdüler. “Orada Hananya adında dindar, Kutsal Yasa'ya bağlı biri vardı. Kentte yaşayan bütün Yahudiler'in kendisinden övgüyle söz ettiği bu adam gelip yanımda durdu ve, ‘Saul kardeş, gözlerin görsün!’ dedi. Ve ben o anda onu gördüm. “Hananya, ‘Atalarımızın Tanrısı, kendisinin isteğini bilmen ve Adil Olan'ı görüp O'nun ağzından bir ses işitmen için seni seçmiştir’ dedi. ‘Görüp işittiklerini bütün insanlara duyurarak O'nun tanıklığını yapacaksın. Haydi, ne bekliyorsun? Kalk, O'nun adını anarak vaftiz ol ve günahlarından arın!’ “Ben Yeruşalim'e döndükten sonra, tapınakta dua ettiğim bir sırada, kendimden geçerek Rab'bi gördüm. Bana, ‘Çabuk ol’ dedi, ‘Yeruşalim'den hemen ayrıl. Çünkü benimle ilgili tanıklığını kabul etmeyecekler.’ “ ‘Ya Rab’ dedim, ‘Benim havradan havraya giderek sana inananları tutuklayıp dövdüğümü biliyorlar. Üstelik sana tanıklık eden İstefanos'un kanı döküldüğü zaman, ben de oradaydım. Onu öldürenlerin kaftanlarına bekçilik ederek yapılanları onayladım.’ “Rab bana, ‘Git’ dedi, ‘Seni uzaktaki uluslara göndereceğim.’ ” Pavlus'u buraya kadar dinleyenler, bu söz üzerine, “Böylesini yeryüzünden temizlemeli, yaşaması uygun değil!” diye seslerini yükselttiler. Onlar böyle bağırır, üstlüklerini sallayıp havaya toz savururken komutan, Pavlus'un kalenin içine götürülmesini buyurdu. Halkın neden Pavlus'un aleyhine böyle bağırdığını öğrenmek için onun kamçılanarak sorguya çekilmesini istedi. Kendisini sırımlarla bağlayıp kollarını geriyorlardı ki, Pavlus orada duran yüzbaşıya, “Mahkemesi yapılmamış bir Roma vatandaşını kamçılamanız yasaya uygun mudur?” dedi. Yüzbaşı bunu duyunca gidip komutana haber verdi. “Ne yapıyorsun?” dedi. “Bu adam Roma vatandaşıymış.” Komutan Pavlus'un yanına geldi, “Söyle bakayım, sen Romalı mısın?” diye sordu. Pavlus da, “Evet” dedi. Komutan, “Ben bu vatandaşlığı yüklü bir para ödeyerek elde ettim” diye karşılık verdi. Pavlus, “Ben ise doğuştan Roma vatandaşıyım” dedi. Onu sorguya çekecek olanlar hemen yanından çekilip gittiler. Kendisini bağlatan komutan da, onun Roma vatandaşı olduğunu anlayınca korktu. Komutan ertesi gün, Yahudiler'in Pavlus'u tam olarak neyle suçladıklarını öğrenmek için onu hapisten getirtti, başkâhinlerle bütün Yüksek Kurul'un toplanması için buyruk verdi ve onu aşağı indirip Kurul'un önüne çıkardı.

ELÇİLERİN İŞLERİ 22:1-30 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

K ARDEŞLER ve babalar, şimdi size olan müdafaamı dinleyin. Ve onlara İbranî dilinde söylediğini işittikleri zaman, daha ziyade sustular; ve dedi: Ben Kilikya Tarsusunda doğmuş bir Yahudiyim, fakat Gamalielin ayakları dibinde bu şehirde yetiştirildim, ve bugün hepinizin olduğu gibi, Allah için gayretli olarak atalar şeriatinin sıkılığına göre terbiye olundum. Erkekleri de kadınları da bağlıyıp zindanlara teslim ederek bu Yola ölüm derecesinde eza ettim; nasıl ki, başkâhin ile bütün ihtiyarlar heyeti bana şehadet ederler. Onlardan kardeşlere mektuplar alıp Şamda olanları, cezalandırmak üzre bağlı olarak Yeruşalime getirmek için, oraya gidiyordum. Ve vaki oldu ki, ben yolda gitmekte ve Şama yaklaşmakta iken, öğleye yakın, gökten büyük bir nur ansızın çevremde parladı. Yere düştüm, ve bir sesin bana: Saul, Saul, niçin bana eza ediyorsun? dediğini işittim. Ben de: Kimsin, ya Rab? diye cevap verdim. O da bana dedi: Ben eza ettiğin Nâsıralı İsayım. Benimle beraber olanlar gerçi nuru gördüler, fakat bana söyliyenin sesini işitmediler. Ben: Ya Rab, ne yapayım? dedim. Rab bana: Kalk, Şama git, yapasın diye senin için tayin edilmiş olan bütün şeyler orada sana söylenecektir, dedi. Ve o nurun izzetinden ötürü göremez olduğum vakit, yanımda olanlar elile yedilerek Şama girdim. Orada oturan bütün Yahudilerce iyi şehadet olunan, şeriat üzre dindar, Hananya adlı bir adam, yanıma geldi, ve durup bana dedi: Saul kardeş, gözlerin açılsın. Ve ben o saatte kendisine baktım. O da dedi: Atalarımızın Allahı, kendi iradesini bilmek, ve o Salihi görüp ağzından bir ses işitmek için seni tayin etti. Çünkü gördüğün ve işittiğin şeyler için bütün insanlara onun şahidi olacaksın. Ve şimdi ne gecikiyorsun? kalk, vaftiz ol, ve onun ismini çağırarak günahlarından yıkan. Ve vaki oldu ki, ben Yeruşalime döndüğüm zaman, mabette dua ederken vecit halinde idim, ve onu gördüm, ve bana dedi: Acele et, ve çabuk Yeruşalimden çık, çünkü benim hakkımda senin şehadetini kabul etmiyeceklerdir. Ve ben dedim: Ya Rab, kendileri de bilirler ki, ben sana iman edenleri hapsedip bütün havralarda dövüyordum; ve senin şahidin İstefanosun kanı döküldüğü zaman, ben de orada duruyordum, ve buna razı oldum, ve onu öldürenlerin esvaplarını bekledim. Rab da bana dedi: Git, çünkü ben seni uzağa, Milletlere, göndereceğim. Bu söze kadar kendisini dinlediler; ve seslerini yükseltip dediler: Böyle adamı yeryüzünden kaldır, zira yaşaması caiz değil. Onlar bağırmakta ve esvaplarını atıp havaya toz savurmakta iken, binbaşı, niçin ona karşı böyle bağırmakta olduklarını anlamak üzre kamçı ile istintak olunsun diye kaleye götürülmesini emretti. Fakat onu sırımlarla bağladıkları zaman, Pavlus, yanında duran yüzbaşıya dedi: Romalı, ve mahkûm edilmemiş bir adamı kamçı ile dövmek size caiz midir? Yüzbaşı da bunu işitince, gidip: Ne yapıyorsun? çünkü bu adam Romalıdır, diye binbaşıya bildirdi. Ve binbaşı gelip ona dedi: Bana söyle, sen Romalı mısın? O da: Evet, dedi. Binbaşı cevap verdi: Ben bu hemşerilik hakkını çok para ile edindim. Pavlus da: Fakat ben Romalı doğdum, dedi. O zaman onu tahkik etmek üzre olanlar hemen kendisinden çekildiler, ve binbaşı da Romalı idiğini anlayınca onu bağladığı için korktu. Ve Yahudiler tarafından niçin itham olunuyor, bunun doğrusunu anlamak istiyerek, ertesi gün onu çözdü, başkâhinlere ve bütün Millet meclisine toplanmalarını emretti, ve Pavlusu aşağı getirip karşılarına çıkardı.

ELÇİLERİN İŞLERİ 22:1-30 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

“Kardeşler ve büyükler, yapacağım savunmaya kulak verin!” Pavlus'un kendileriyle İbranice konuştuğunu duyunca halk daha da suskunlaştı. Pavlus anlatmaya başladı: “Ben Kilikya'nın Tarsus Kenti'nde doğmuş bir Yahudi'yim. Ancak bu kentte, Gamaliel'in dizi dibinde, ataların yasasına sımsıkı bağlılıkla eğitildim. Bugün burada bulunan hepiniz gibi, ben de Tanrı'nın ateşli bir bağlısıydım. Mesih'in yolundan gidenlere öldüresiye saldırdım. Erkekleri de, kadınları da bağlayıp cezaevine attırdım. Başkâhinle tüm İhtiyarlar Kurulu buna tanıklık edebilir. Kendilerinden Yahudi kardeşlere yazılmış mektuplar almış, Şam'a gidiyordum. Amacım orada bulunanları da bağlı olarak Yeruşalim'e getirip cezaya çarptırmaktı. “Yolda gitmekte ve Şam'a yaklaşmaktaydım ki, öğleyin ansızın gökten güçlü bir ışık parladı çevremde. Yere düştüm ve bir sesin bana, ‘Saul, Saul neden bana eziyet veriyorsun?’ dediğini duydum. Sordum: ‘Sen kimsin, ya Rab?’ O bana, ‘Ben senin eziyet verdiğin Nasıralı İsa'yım’ diye yanıt verdi. Yanımdakiler ışığı gördülerse de benimle konuşanın sesini duymadılar. ‘Ne yapayım, ya Rab?’ dedim. Rab bana, ‘Ayağa kalk, Şam'a git’ dedi, ‘Orada yapman için belirlenen her şey sana bildirilecektir.’ O ışığın görkeminden gözlerim görmez olduğundan, yol arkadaşlarım elimden tutup beni Şam'a götürdü. “Şam'da yaşayan tüm Yahudiler'ce hakkında iyi tanıklık edilen, Kutsal Yasa uyarınca dindar bir adam vardı. Adı Hananya olan bu kişi geldi, ayakta durarak bana, ‘Saul kardeş’ dedi, ‘Gözlerin yeniden görsün.’ O anda görme yetime kavuştum ve onu gördüm. Bana şunları söyledi: ‘Atalarımızın Tanrısı seni kendi istemini tanımaya, Adil Olan'ı görmeye ve kendi ağzının sesini duymaya atadı. Çünkü sen gördüklerin ve duyduklarına ilişkin tüm insanlara O'nun için tanıklık edeceksin. Şimdi neden duraksıyorsun? Kalk, vaftiz ol. O'nun adını anarak günahlardan arın.’ “Yeruşalim'e dönüp tapınakta dua ediyordum ki, kendimden geçtim, Rab'bi gördüm. Bana, ‘Çabuk davran, zaman kaybetmeden Yeruşalim'den git’ dedi, ‘Çünkü bana ilişkin tanıklığını olumlu karşılamayacaklar.’ Ben, ‘Ya Rab’ dedim, ‘Her sinagogta sana inananları cezaevine kapatıp döven kişinin ben olduğumu biliyorlar. Senin için tanıklıkta bulunan İstefanos'un kanı akıtılırken, ben orada durmuş yapılanı onaylıyor ve onun canına kıyanların giysilerini gözetiyordum.’ Rab, ‘Git’ dedi, ‘Çünkü seni uzaklardaki uluslara göndereceğim.’ ” Bu sözü söyleyene dek Pavlus'u dinlediler. Sonra birden seslerini yükselterek, “Böyle bir insanı yeryüzünden kaldır” dediler, “Yaşaması doğru değil!” Onlar bağırmakta, giysilerini çıkarıp atmakta ve havaya toz savurmaktayken, komutan Pavlus'un kışlaya getirilmesi için buyruk verdi. Halkın neden kendisine karşı böyle bağırıp çağırdığını öğrenmek için Pavlus'un kamçılanarak sorguya çekilmesini buyurdu. Kendisini sırımla bağladıklarında, Pavlus orada duran yüzbaşıya, “Roma uyruklu bir vatandaşı –hem de yargılanmamış bir insanı– kamçılamak sizce yasaya uygun mudur?” diye sordu. Yüzbaşı bu sözü duyunca komutana giderek, “Ne yapıyorsun?” dedi, “Bu adam bir Roma vatandaşı!” Komutan Pavlus'un yanına gelip, “Söyle bana, Romalı mısın?” dedi. Pavlus, “Evet” diye yanıt verdi. Komutan, “Ben bu vatandaşlığı çok para karşılığında elde ettim” dedi. Pavlus, “Ben Roma vatandaşı olarak doğdum” diye yanıtladı. Pavlus'u sorguya çekmeye hazırlananlar hemen onu bıraktılar. Onun bir Roma vatandaşı olduğunu kavrayan komutan da korkuya düştü. Çünkü onu bağlamıştı. Yahudiler'in Pavlus'u neden suçladığını iyice öğrenmeyi tasarlayarak, ertesi gün onu serbest bıraktı. Başkâhinlerle Yüksek Kurul'un tümünün toplanması için buyruk verdi ve Pavlus'u aşağıya getirip karşılarına çıkardı.