HEZEKİEL 32:1-32

HEZEKİEL 32:1-32 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Sürgünlüğümüzün on ikinci yılı, on ikinci ayın birinci günü RAB bana şöyle seslendi: “İnsanoğlu, firavun için bir ağıt yak. Ona de ki, “ ‘Uluslar arasında genç bir aslan gibi kendini öne sürdün, Ama sen denizlerdeki bir canavar gibisin. Irmaklarını karıştırır, Ayaklarınla suları çalkalar, Irmakları bulandırırsın.’ ” Egemen RAB şöyle diyor: “Büyük bir kalabalıkla Ağımı senin üzerine atacağım; Onlar seni ağımla çekecekler. Seni karaya atacak, Kırlara fırlatacağım. Gökte uçan kuşların senin üzerine konmalarını sağlayacağım, Yeryüzündeki yabanıl hayvanlara Seni yem olarak vereceğim. Bedenini dağların üzerine serecek, Vadileri çürüyen bedeninle dolduracağım. Ülkeyi dağlara dek akan kanınla ıslatacağım, Vadiler seninle dolacak. Seni ortadan kaldırdığım zaman Gökleri örtecek, Yıldızları karartacak, Güneşi bulutla kapatacağım. Ay ışığını vermeyecek. Senin yüzünden gökte ışık veren bütün cisimleri karartacak, Ülkeni karanlığa gömeceğim.” Böyle diyor Egemen RAB. “Seni tanımadığın ülkelere, Ulusların arasına sürgüne gönderdiğimde, Pek çok halkın yüreği üzüntüyle sarsılacak. Başına gelenlerden ötürü Pek çok halkı şaşkına çevireceğim. Kılıcımı önlerinde salladığım zaman, Senin yüzünden krallar dehşetle ürperecek. Yıkıma uğradığın gün Hepsi kendi canı için Her an korkuyla titreyecek. Egemen RAB şöyle diyor: Babil Kralı'nın kılıcı üzerine gelecek. Yiğitlerin, ulusların en acımasızının, Senin halkını kılıçtan geçirmesine izin vereceğim. Mısır'ın gururunu kıracak, Bütün ordusunu yok edecekler. Bol suların yanında bütün sığırlarını yok edeceğim. Bundan böyle insan ayağı da hayvan ayağı da Suları karıştırıp bulandırmayacak. O zaman sularını dupduru kılacak, Irmaklarını yağ gibi akıtacağım. Egemen RAB böyle diyor. Mısır'ı viraneye çevirdiğimde, Ülkeyi her şeyden yoksun bıraktığımda, Orada yaşayan herkesi yok ettiğimde, Benim RAB olduğumu anlayacaklar. “Ona yakacakları ağıt budur. Ulusların kızları bu ağıtı yakacaklar. Mısır için, halkı için bu ağıtı yakacaklar.” Egemen RAB böyle diyor. Sürgünlüğümüzün on ikinci yılı, ayın on beşinci günü RAB bana şöyle seslendi: “Ey insanoğlu, Mısır halkı için yas tut. Onları ve güçlü ulusların kızlarını ölüm çukuruna inenlerle birlikte yerin derinliklerine indir. Onlara de ki, ‘Sen başkalarından daha mı güzelsin? Aşağı in ve oradaki sünnetsizlere katıl.’ Mısır halkı kılıçla öldürülenlerin arasına düşecek. Kılıç hazır, bırakın Mısır bütün halkıyla birlikte sürüklensin. Güçlü önderler, ölüler diyarından, Mısır ve onu destekleyenler için, ‘Aşağı indiler, kılıçla öldürülen sünnetsizlerle birlikte burada yatıyorlar’ diyecekler. “Asur bütün ordusuyla orada. Kılıçtan geçirilmiş, ölmüş askerlerinin mezarları çevresini sarmış. Mezarları ölüm çukurunun en dibinde, ordusu mezarının çevresinde duruyor. Yaşayanlar diyarında korku salanların hepsi kılıçtan geçirilmiş, ölmüş. “Elam bütün halkıyla kendi mezarının çevresinde duruyor. Hepsi kılıçtan geçirilmiş, ölmüş, sünnetsiz olarak yerin derinliklerine inmiş. Yaşayanlar diyarında korku salmışlardı, şimdiyse utanç içinde ölüm çukuruna inenlere katıldılar. Elam için öldürülenler arasında bir yatak yapıldı. Bütün halkı mezarının çevresinde. Hepsi sünnetsiz, kılıçtan geçirilerek ölmüş. Yaşayanlar diyarında korku salmışlardı, şimdiyse utanç içinde ölüm çukuruna inenlere katıldılar, öldürülenlerin arasına yerleştirildiler. “Meşek ve Tuval bütün halkıyla kendi mezarları çevresinde duruyor. Hepsi sünnetsiz, kılıçtan geçirilerek öldürülmüş. Yaşayanlar diyarında korku salmışlardı. Ölüler diyarına savaş silahlarıyla inen, kılıçları başlarının altına konan, kalkanları kemikleri üzerine yerleştirilen öbür öldürülmüş sünnetsiz yiğitlerle birlikte mezara konmayacak mı onlar? Oysa bu yiğitler yaşayanlar diyarında korku salmışlardı. “Sen de, ey firavun, düşecek ve kılıçla öldürülenlerle birlikte sünnetsizlerin arasına konacaksın. “Edom, kralları ve önderleriyle orada. Güçlü olmalarına karşın kılıçla öldürülenlerin yanına kondular. Ölüm çukuruna inenlerin, sünnetsizlerin yanında yatıyorlar. “Bütün kuzey önderleri, bütün Saydalılar orada. Güçleriyle korku saldıkları halde öldürülenlerle birlikte utanç içinde indiler. Sünnetsiz olarak kılıçla öldürülenlerle birlikte utanç içinde ölüm çukuruna inenlerin yanına kondular. “Firavunla ordusu kılıçla öldürülmüş bu büyük kalabalığı görünce avunç bulacak.” Böyle diyor Egemen RAB. “Yaşayanlar diyarında korku salmasını sağladığım halde, firavunla halkı, kılıçla öldürülenlerle birlikte sünnetsizlerin yanına konacak.” Böyle diyor Egemen RAB.

HEZEKİEL 32:1-32 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

V E on ikinci yılda, on ikinci ayda, ayın birinci gününde vaki oldu ki, bana RABBİN şu sözü geldi: Âdem oğlu, Mısır kıralı Firavun için mersiye oku, ve ona de: Kendini milletlerin genç aslanına benzettin, fakat sen denizlerde canavar gibisin; ve ırmaklarının içine saldırdın, ve suları ayaklarınla karıştırdın, ve onların ırmaklarını bulandırdın. Rab Yehova şöyle diyor: Çok kavmların cümhuru ile beraber ağımı senin üzerine serpeceğim; ve seni benim ağımla dışarı çıkaracaklar. Ve seni karaya bırakacağım, kırın yüzüne seni atacağım, ve göklerin bütün kuşlarını senin üzerine konduracağım, ve yerin bütün hayvanlarını seninle doyuracağım. Ve senin etini dağların üzerine sereceğim, ve dereleri leşinle dolduracağım. İçinde yüzdüğün diyarı dağlara kadar senin kanınla sulıyacağım; ve vadiler seninle dolacak. Ve seni söndürdüğüm zaman, gökleri örteceğim, ve yıldızlarını karartacağım, güneşi bulutla örteceğim, ve ay kendi ışığını vermiyecek. Senin üzerinde göklerin bütün parlak ışıklarını karartacağım, ve senin diyarın üzerine karanlık getireceğim, Rab Yehovanın sözü. Ve tanımadığın memleketlere, milletler arasına senin kırılışın haberini eriştirince, çok kavmların yüreklerini kederlendireceğim. Ve senin yüzünden çok kavmları şaşırtacağım, ve onların önünde kılıcımı salladığım zaman, senin yüzünden kırallarının tüyleri ürperecek, ve senin yıkılma gününde hepsi kendi canları için her lâhza titriyecekler. Çünkü Rab Yehova şöyle diyor: Senin üzerine Babil kıralının kılıcı gelecek. Senin cümhurunu yiğitlerin kılıcı ile düşüreceğim; hepsi milletlerin korkunçlarıdırlar; ve Mısırın gururunu kıracaklar, ve bütün cümhuru helâk olacak. Ve bütün hayvanlarını çok sular yanından yok edeceğim; ve onları artık insan ayağı karıştırmıyacak, ve onları hayvan ayağı karıştırmıyacak. O zaman onların sularını duru edeceğim, ve ırmaklarını yağ gibi akıtacağım, Rab Yehovanın sözü. Mısır diyarını viran ve harap ettiğim, ve memleket içindekilerden boşaltıldığı zaman, orada oturanların hepsini ben kılıçla vurunca, bilecekler ki, ben RAB'İM. Mersiye budur, bunu okuyacaklar; milletlerin kızları bu mersiyeyi okuyacaklar; Mısır üzerine, bütün cümhuru üzerine, bu mersiyeyi okuyacaklar, Rab Yehovanın sözü. Ve on ikinci yılda, ayın on beşinci gününde vaki oldu ki, bana RABBİN şu sözü geldi: Âdem oğlu, Mısır halkı için figan et, ve çukura inenlerle beraber onu, ve şöhretli milletlerin kızlarını, onları yerin derinliklerine indir. Sen kimden daha güzelsin? aşağı in, ve sünnetsizlerle beraber yat. Kılıçla öldürülmüş olanlar arasında düşecekler; o, kılıca verildi; onu ve bütün cümhurunu sürüyün. Yiğitler arasında olan zorlular, ölüler diyarının içinden, onun yardımcıları ile ona söyliyecekler; aşağı indiler, sünnetsizler, kılıçla öldürülmüş olanlar yatıyorlar. Aşur ve bütün cümhuru orada; kabirleri onun çevresinde; hepsi öldürülmüşler, kılıçla düşmüşler; kabirleri çukurun sonlarına konulmuş, ve onun cümhuru kabrinin çevresinde; hepsi öldürülmüşler, kılıçla düşmüşler, onlar ki, yaşıyanlar diyarında dehşet saçtılar. Elam ve bütün cümhuru orada, kendi kabri çevresinde; hepsi öldürülmüşler, kılıçla düşmüşler, onlar ki, sünnetsiz olarak yerin derinliklerine indiler, onlar ki, yaşıyanlar diyarında kendi dehşetlerini saçtılar, ve çukura inenlerle beraber utançlarını yüklendiler. Öldürülmüş olanlar arasında, ona ve bütün cümhuruna bir yatak yaptılar; kabirleri kendi çevresinde; hepsi sünnetsiz, kılıçla öldürülmüşler; çünkü yaşıyanlar diyarında dehşetleri yayılmıştı, ve çukura inenlerle beraber kendi utançlarını yüklendiler; onu öldürülmüş olanların ortasına koydular. Meşek, Tubal, ve onların bütün cümhuru orada; kabirleri onların çevresinde; hepsi sünnetsiz, kılıçla öldürülmüşler; çünkü yaşıyanlar diyarında dehşetlerini saçtılar. Ve onlar sünnetsizlerden düşen yiğitlerle beraber yatmıyacaklar, o yiğitlerle ki, cenk silâhları ile ölüler diyarına indiler, ve kılıçlarını başları altına koydular, ve fesatları kemikleri üzerindedir; çünkü onlar yaşıyanlar diyarında yiğitlerin dehşeti idiler. Fakat sen sünnetsizler arasında kırılacaksın, ve kılıçla öldürülmüş olanlarla beraber yatacaksın. Edom, kıralları ve bütün beyleri orada; güçlü oldukları halde kılıçla öldürülmüş olanlarla beraber yatırıldılar; sünnetsizlerle, ve çukura inenlerle beraber yatacaklar. Şimal beyleri, hepsi, ve bütün Saydalılar orada, onlar ki, öldürülmüş olanlarla beraber indiler; güçlerile dehşet saçtıkları halde utandılar, ve sünnetsiz olarak kılıçla öldürülmüş olanlarla beraber yatıyorlar, çukura inenlerle beraber utançlarını yüklendiler. Firavun onları görecek, ve kılıçla öldürülmüş olan Firavun ve bütün ordusu, cümhurunun hepsi için teselli bulacak, Rab Yehovanın sözü. Çünkü onun dehşetini yaşıyanlar diyarı içine saçtım; ve Firavun ile bütün cümhuru, kılıçla öldürülmüş olanlarla beraber sünnetsizler arasına yatırılacak, Rab Yehovanın sözü.

HEZEKİEL 32:1-32 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Sürgünlüğümüzün on ikinci yılı, on ikinci ayın birinci günü RAB bana şöyle seslendi: “İnsanoğlu, firavun için bir ağıt yak. Ona de ki, “ ‘Uluslar arasında genç bir aslan gibi kendini öne sürdün, Ama sen denizlerdeki bir canavar gibisin. Irmaklarını karıştırır, Ayaklarınla suları çalkalar, Irmakları bulandırırsın.’ ” Egemen RAB şöyle diyor: “Büyük bir kalabalıkla Ağımı senin üzerine atacağım; Onlar seni ağımla çekecekler. Seni karaya atacak, Kırlara fırlatacağım. Gökte uçan kuşların senin üzerine konmalarını sağlayacağım, Yeryüzündeki yabanıl hayvanlara Seni yem olarak vereceğim. Bedenini dağların üzerine serecek, Vadileri çürüyen bedeninle dolduracağım. Ülkeyi dağlara dek akan kanınla ıslatacağım, Vadiler seninle dolacak. Seni ortadan kaldırdığım zaman Gökleri örtecek, Yıldızları karartacak, Güneşi bulutla kapatacağım. Ay ışığını vermeyecek. Senin yüzünden gökte ışık veren bütün cisimleri karartacak, Ülkeni karanlığa gömeceğim.” Böyle diyor Egemen RAB. “Seni tanımadığın ülkelere, Ulusların arasına sürgüne gönderdiğimde, Pek çok halkın yüreği üzüntüyle sarsılacak. Başına gelenlerden ötürü Pek çok halkı şaşkına çevireceğim. Kılıcımı önlerinde salladığım zaman, Senin yüzünden krallar dehşetle ürperecek. Yıkıma uğradığın gün Hepsi kendi canı için Her an korkuyla titreyecek. Egemen RAB şöyle diyor: Babil Kralı'nın kılıcı üzerine gelecek. Yiğitlerin, ulusların en acımasızının, Senin halkını kılıçtan geçirmesine izin vereceğim. Mısır'ın gururunu kıracak, Bütün ordusunu yok edecekler. Bol suların yanında bütün sığırlarını yok edeceğim. Bundan böyle insan ayağı da hayvan ayağı da Suları karıştırıp bulandırmayacak. O zaman sularını dupduru kılacak, Irmaklarını yağ gibi akıtacağım. Egemen RAB böyle diyor. Mısır'ı viraneye çevirdiğimde, Ülkeyi her şeyden yoksun bıraktığımda, Orada yaşayan herkesi yok ettiğimde, Benim RAB olduğumu anlayacaklar. “Ona yakacakları ağıt budur. Ulusların kızları bu ağıtı yakacaklar. Mısır için, halkı için bu ağıtı yakacaklar.” Egemen RAB böyle diyor. Sürgünlüğümüzün on ikinci yılı, ayın on beşinci günü RAB bana şöyle seslendi: “Ey insanoğlu, Mısır halkı için yas tut. Onları ve güçlü ulusların kızlarını ölüm çukuruna inenlerle birlikte yerin derinliklerine indir. Onlara de ki, ‘Sen başkalarından daha mı güzelsin? Aşağı in ve oradaki sünnetsizlere katıl.’ Mısır halkı kılıçla öldürülenlerin arasına düşecek. Kılıç hazır, bırakın Mısır bütün halkıyla birlikte sürüklensin. Güçlü önderler, ölüler diyarından, Mısır ve onu destekleyenler için, ‘Aşağı indiler, kılıçla öldürülen sünnetsizlerle birlikte burada yatıyorlar’ diyecekler. “Asur bütün ordusuyla orada. Kılıçtan geçirilmiş, ölmüş askerlerinin mezarları çevresini sarmış. Mezarları ölüm çukurunun en dibinde, ordusu mezarının çevresinde duruyor. Yaşayanlar diyarında korku salanların hepsi kılıçtan geçirilmiş, ölmüş. “Elam bütün halkıyla kendi mezarının çevresinde duruyor. Hepsi kılıçtan geçirilmiş, ölmüş, sünnetsiz olarak yerin derinliklerine inmiş. Yaşayanlar diyarında korku salmışlardı, şimdiyse utanç içinde ölüm çukuruna inenlere katıldılar. Elam için öldürülenler arasında bir yatak yapıldı. Bütün halkı mezarının çevresinde. Hepsi sünnetsiz, kılıçtan geçirilerek ölmüş. Yaşayanlar diyarında korku salmışlardı, şimdiyse utanç içinde ölüm çukuruna inenlere katıldılar, öldürülenlerin arasına yerleştirildiler. “Meşek ve Tuval bütün halkıyla kendi mezarları çevresinde duruyor. Hepsi sünnetsiz, kılıçtan geçirilerek öldürülmüş. Yaşayanlar diyarında korku salmışlardı. Ölüler diyarına savaş silahlarıyla inen, kılıçları başlarının altına konan, kalkanları kemikleri üzerine yerleştirilen öbür öldürülmüş sünnetsiz yiğitlerle birlikte mezara konmayacak mı onlar? Oysa bu yiğitler yaşayanlar diyarında korku salmışlardı. “Sen de, ey firavun, düşecek ve kılıçla öldürülenlerle birlikte sünnetsizlerin arasına konacaksın. “Edom, kralları ve önderleriyle orada. Güçlü olmalarına karşın kılıçla öldürülenlerin yanına kondular. Ölüm çukuruna inenlerin, sünnetsizlerin yanında yatıyorlar. “Bütün kuzey önderleri, bütün Saydalılar orada. Güçleriyle korku saldıkları halde öldürülenlerle birlikte utanç içinde indiler. Sünnetsiz olarak kılıçla öldürülenlerle birlikte utanç içinde ölüm çukuruna inenlerin yanına kondular. “Firavunla ordusu kılıçla öldürülmüş bu büyük kalabalığı görünce avunç bulacak.” Böyle diyor Egemen RAB. “Yaşayanlar diyarında korku salmasını sağladığım halde, firavunla halkı, kılıçla öldürülenlerle birlikte sünnetsizlerin yanına konacak.” Böyle diyor Egemen RAB.