HEZEKİEL 8:1-18
HEZEKİEL 8:1-18 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
Sürgünlüğün altıncı yılı, altıncı ayın beşinci günü evde Yahuda'nın ileri gelenleriyle otururken Egemen RAB'bin eli bana dokundu. Baktım, insana benzer birini gördüm: Görünüşü, belinden aşağısı ateşi andırıyor, belinden yukarısı maden gibi ışıldıyordu. Eli andıran bir şey uzatıp beni saçlarımdan tuttu. Ruh beni yerle gök arasına kaldırdı ve Tanrı'dan gelen görümlerde Yeruşalim'e, iç avlunun kuzeye bakan kapısının giriş bölümüne götürdü. Tanrı'nın kıskançlığını uyandıran kıskançlık putu orada dikiliydi. Ovada gördüğüm görümdeki gibi, İsrail'in Tanrısı'nın görkemi oradaydı. Sonra bana, “Ey insanoğlu, kuzeye bak!” dedi. Baktım, sunak kapısının kuzeye bakan giriş bölümünde duran kıskançlık putunu gördüm. Bana, “İnsanoğlu, ne yaptıklarını görüyor musun?” dedi, “Tapınağımdan uzaklaşayım diye İsrail halkı çok iğrenç şeyler yapıyor. Bundan daha iğrenç şeyler göreceksin.” Beni avlunun giriş bölümüne getirdi. Baktım, duvarda bir delik gördüm. Bana, “Haydi duvarı del, insanoğlu” dedi. Duvarı deldim, orada bir kapı gördüm. Bana, “İçeri gir de burada yaptıkları kötü ve iğrenç şeyleri gör” dedi. Böylece içeriye girip baktım. Duvarın her yanına çeşit çeşit sürüngen, iğrenç hayvan şekilleri ve İsrail halkının bütün putları oyulmuştu. İsrail ileri gelenlerinden yetmiş kişiyle Şafan oğlu Yaazanya orada, putların önünde duruyordu. Her birinin elinde bir buhurdan vardı; buhurun kokusu bulut gibi yükseliyordu. “İnsanoğlu, İsrail halkının ileri gelenlerinin kendi putlarının odalarında, karanlıkta neler yaptıklarını gördün mü?” dedi, “Onlar, ‘RAB bizi görmüyor, RAB ülkeyi bıraktı’ diyorlar.” Bana yine, “Daha iğrenç şeyler yaptıklarını da göreceksin” dedi. Bundan sonra beni RAB'bin Tapınağı'nın kuzeye bakan kapısının giriş bölümüne götürdü. Orada oturup Tammuz için ağlayan kadınları gördüm. Bana, “İnsanoğlu, bunu gördün mü? Bundan daha iğrenç şeyler de göreceksin” dedi. Beni RAB'bin Tapınağı'nın iç avlusuna götürdü. Tapınağın girişinde, eyvanla sunak arasında yirmi beş kadar adam vardı. Sırtlarını RAB'bin Tapınağı'na, yüzlerini doğuya dönmüş, güneşe tapınıyorlardı. Bana, “İnsanoğlu, bunları gördün mü?” dedi, “Yahuda halkı burada yaptığı iğrenç şeyler yetmiyormuş gibi, ülkeyi zorbalıkla doldurup beni sürekli öfkelendiriyor. Bak, dalı nasıl burunlarına uzatıyorlar! Bundan ötürü onlara öfkeyle davranacak, acımayacağım, onları esirgemeyeceğim. Yüksek sesle beni çağırsalar bile onları dinlemeyeceğim.”
HEZEKİEL 8:1-18 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
V E altıncı yılda, altıncı ayda, ayın beşinci gününde, ben evimde oturmakta, Yahuda ihtiyarları da karşımda oturmakta iken vaki oldu ki, orada Rab Yehovanın eli üzerime düştü. Ve baktım, ve işte, ateş görünüşü gibi bir benzeyiş; belinin görünüşünden aşağı ateş; ve belinden yukarı parıltı görünüşü gibi, sanki ışıldıyan maden. Ve o, bir el şekli uzattı, ve başımın bir perçeminden beni tuttu; ve Ruh yer ile gökler arasına beni kaldırdı, ve beni Allahın rüyetlerinde Yeruşalime, iç avlunun şimale bakan kapısına girilecek yerine getirdi; kıskandıran kıskançlık putunun yeri orada idi. Ve işte, İsrail Allahının izzeti, ovada gördüğüm görünüşe göre orada idi. Ve bana dedi: Âdem oğlu, şimdi gözlerini şimal yoluna doğru kaldır. Ve gözlerimi şimal yoluna doğru kaldırdım, ve işte, o kıskançlık putu, mezbah kapısının şimalinde, girilecek yerde idi. Ve bana dedi: Âdem oğlu, ne yapıyorlar, görüyor musun? Makdisimden uzaklaşayım diye İsrail evi burada büyük mekruh şeyler yapıyorlar. Ve yine büyük mekruh şeyler daha göreceksin. Ve beni avlunun kapısına getirdi; ve baktım, ve işte, duvarda bir delik. Ve bana dedi: Âdem oğlu, haydi duvarı del; ve duvarı deldim, ve işte, bir kapı. Ve bana dedi: İçeri gir de burada yaptıkları kötü mekruh şeyleri gör. Ve içeri girip gördüm, ve işte, her çeşit yerde sürünenlerin ve menfur hayvanların sureti, ve İsrail evinin bütün putları, çepçevre duvara çizilmişti. Ve İsrail evi ihtiyarlarından yetmiş kişi onların önünde durmakta idi; ve Şafanın oğlu Yaazanya onların ortasında duruyordu; her birinin buhurdanı elinde idi ve buhur bulutunun kokusu çıkıyordu. Ve bana dedi: Âdem oğlu, İsrail evi ihtiyarlarının, her biri kendi tasvirli odalarında, karanlıkta ne yaptıklarını gördün mü? çünkü onlar: RAB bizi görmiyor, RAB memleketi bıraktı, diyorlar. Ve bana dedi: Yine yapmakta oldukları büyük mekruh şeyler daha göreceksin. Ve RAB evinin şimale doğru olan kapısının girilecek yerine beni getirdi; ve işte, Tammuz için ağlıyan kadınlar orada oturmakta idiler. Ve bana dedi: Gördün mü, âdem oğlu? yine bunlardan büyük mekruh şeyler daha göreceksin. Ve beni RAB evinin iç avlusuna getirdi; ve işte, RAB mabedinin kapısında, eyvan ile mezbah arasında, sırtları RABBİN mabedine, ve yüzleri şarka çevrilmiş yirmi beş kişi kadar vardı; ve onlar şarka yünelmiş güneşe tapınıyorlardı. Ve bana dedi: Gördün mü, âdem oğlu? burada işlemekte oldukları mekruh işleri yapmak Yahuda evi için küçük bir şey mi ki, memleketi zorbalıkla doldurdular, ve yine beni öfkelendirmekteler? ve işte, dalı burunlarına uzatıyorlar. Bundan dolayı ben de kızgınlıkla davranacağım; gözüm esirgemiyecek, ve acımıyacağım; ve bana yüksek sesle çağırsalar da, onları dinlemiyeceğim.
HEZEKİEL 8:1-18 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
Sürgünlüğün altıncı yılı, altıncı ayın beşinci günü evde Yahuda'nın ileri gelenleriyle otururken Egemen RAB'bin eli bana dokundu. Baktım, insana benzer birini gördüm: Görünüşü, belinden aşağısı ateşi andırıyor, belinden yukarısı maden gibi ışıldıyordu. Eli andıran bir şey uzatıp beni saçlarımdan tuttu. Ruh beni yerle gök arasına kaldırdı ve Tanrı'dan gelen görümlerde Yeruşalim'e, iç avlunun kuzeye bakan kapısının giriş bölümüne götürdü. Tanrı'nın kıskançlığını uyandıran kıskançlık putu orada dikiliydi. Ovada gördüğüm görümdeki gibi, İsrail'in Tanrısı'nın görkemi oradaydı. Sonra bana, “Ey insanoğlu, kuzeye bak!” dedi. Baktım, sunak kapısının kuzeye bakan giriş bölümünde duran kıskançlık putunu gördüm. Bana, “İnsanoğlu, ne yaptıklarını görüyor musun?” dedi, “Tapınağımdan uzaklaşayım diye İsrail halkı çok iğrenç şeyler yapıyor. Bundan daha iğrenç şeyler göreceksin.” Beni avlunun giriş bölümüne getirdi. Baktım, duvarda bir delik gördüm. Bana, “Haydi duvarı del, insanoğlu” dedi. Duvarı deldim, orada bir kapı gördüm. Bana, “İçeri gir de burada yaptıkları kötü ve iğrenç şeyleri gör” dedi. Böylece içeriye girip baktım. Duvarın her yanına çeşit çeşit sürüngen, iğrenç hayvan şekilleri ve İsrail halkının bütün putları oyulmuştu. İsrail ileri gelenlerinden yetmiş kişiyle Şafan oğlu Yaazanya orada, putların önünde duruyordu. Her birinin elinde bir buhurdan vardı; buhurun kokusu bulut gibi yükseliyordu. “İnsanoğlu, İsrail halkının ileri gelenlerinin kendi putlarının odalarında, karanlıkta neler yaptıklarını gördün mü?” dedi, “Onlar, ‘RAB bizi görmüyor, RAB ülkeyi bıraktı’ diyorlar.” Bana yine, “Daha iğrenç şeyler yaptıklarını da göreceksin” dedi. Bundan sonra beni RAB'bin Tapınağı'nın kuzeye bakan kapısının giriş bölümüne götürdü. Orada oturup Tammuz için ağlayan kadınları gördüm. Bana, “İnsanoğlu, bunu gördün mü? Bundan daha iğrenç şeyler de göreceksin” dedi. Beni RAB'bin Tapınağı'nın iç avlusuna götürdü. Tapınağın girişinde, eyvanla sunak arasında yirmi beş kadar adam vardı. Sırtlarını RAB'bin Tapınağı'na, yüzlerini doğuya dönmüş, güneşe tapınıyorlardı. Bana, “İnsanoğlu, bunları gördün mü?” dedi, “Yahuda halkı burada yaptığı iğrenç şeyler yetmiyormuş gibi, ülkeyi zorbalıkla doldurup beni sürekli öfkelendiriyor. Bak, dalı nasıl burunlarına uzatıyorlar! Bundan ötürü onlara öfkeyle davranacak, acımayacağım, onları esirgemeyeceğim. Yüksek sesle beni çağırsalar bile onları dinlemeyeceğim.”