YUHANNA 13:1-17

YUHANNA 13:1-17 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Fısıh Bayramı'ndan önceydi. İsa, bu dünyadan ayrılıp Baba'ya gideceği saatin geldiğini biliyordu. Dünyada kendisine ait olanları hep sevmişti; sonuna kadar da sevdi. Akşam yemeği sırasında İblis, Simun İskariot'un oğlu Yahuda'nın yüreğine İsa'ya ihanet etme isteğini koymuştu bile. İsa, Baba'nın her şeyi kendisine teslim ettiğini, kendisinin Tanrı'dan çıkıp geldiğini ve Tanrı'ya döneceğini biliyordu. Yemekten kalktı, üstlüğünü bir yana koydu, bir havlu alıp beline doladı. Sonra bir leğene su doldurup öğrencilerin ayaklarını yıkamaya ve beline doladığı havluyla kurulamaya başladı. İsa, Simun Petrus'a geldi. Simun, “Ya Rab, ayaklarımı sen mi yıkayacaksın?” dedi. İsa ona şu yanıtı verdi: “Ne yaptığımı şimdi anlayamazsın, ama sonra anlayacaksın.” Petrus, “Benim ayaklarımı asla yıkamayacaksın!” dedi. İsa, “Yıkamazsam yanımda yerin olmaz” diye yanıtladı. Simun Petrus, “Ya Rab, o halde yalnız ayaklarımı değil, ellerimi ve başımı da yıka!” dedi. İsa ona dedi ki, “Yıkanmış olan tamamen temizdir; ayaklarının yıkanmasından başka şeye ihtiyacı yoktur. Sizler temizsiniz, ama hepiniz değil.” İsa, kendisine kimin ihanet edeceğini biliyordu. Bu nedenle, “Hepiniz temiz değilsiniz” demişti. Onların ayaklarını yıkadıktan sonra giyinip yine sofraya oturdu. “Size ne yaptığımı anlıyor musunuz?” dedi. “Siz beni Öğretmen ve Rab diye çağırıyorsunuz. Doğru söylüyorsunuz, öyleyim. Ben Rab ve Öğretmen olduğum halde ayaklarınızı yıkadım; öyleyse, sizler de birbirinizin ayaklarını yıkamalısınız. Size yaptığımın aynısını yapmanız için bir örnek gösterdim. Size doğrusunu söyleyeyim, köle efendisinden, elçi de kendisini gönderenden üstün değildir. Bildiğiniz bu şeyleri yaparsanız, ne mutlu size!”

YUHANNA 13:1-17 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

İ MDİ Fısıh bayramından önce, bu dünyadan Babaya göçecek saati geldiğini İsa bilerek, dünyada olan kendininkileri sevmiş olup onları sona kadar sevdi. Akşam yemeği olurken, İblis onu ele vermesini Simun oğlu Yahuda İskariyotun yüreğine zaten koymuş olarak, İsa, Babanın her şeyi kendi eline verdiğini, ve Allahtan çıkmış olup Allaha gitmekte olduğunu bilerek, yemekten kalkıp esvabını bir yana koydu; ve bir peşkir alıp kuşandı. Sonra leğene su koyup şakirtlerin ayaklarını yıkamağa, ve kuşandığı peşkirle silmeğe başladı. İmdi Simun Petrusa geldi; ve o, İsaya: Ya Rab, sen mi ayaklarımı yıkayacaksın? dedi. İsa cevap verip ona dedi: Benim yaptığımı sen şimdi bilmezsin; fakat sonra anlıyacaksın. Petrus ona dedi: Benim ayaklarımı asla yıkamıyacaksın. İsa ona cevap verdi: Eğer seni yıkamazsam, benimle payın olmaz. Simun Petrus ona dedi: Ya Rab, yalnız ayaklarımı değil, fakat ellerimi ve başımı da yıka. İsa ona dedi: Yıkanmış olan, ayaklarının yıkanmasından başka ihtiyacı yoktur; fakat tamamen temizdir; siz de temizsiniz, fakat hepiniz değil. Çünkü onu ele verecek olanı biliyordu; bunun için: Hepiniz temiz değilsiniz, dedi. Böylece onların ayaklarını yıkayıp esvabını aldıktan sonra, yine sofraya oturunca, onlara dedi: Benim size ne yaptığımı biliyor musunuz? Siz beni, Muallim, ve Rab, diye çağırıyorsunuz; ve iyi diyorsunuz, zira ben oyum. Mademki ben Rab ve Muallim olduğum halde, ayaklarınızı yıkadım, siz de birbirinizin ayaklarını yıkamağa borçlusunuz. Çünkü benim size ettiğim gibi, siz de edesiniz diye size bir örnek verdim. Doğrusu ve doğrusu size derim: Kul efendisinden büyük değildir; gönderilen de onu gönderenden daha büyük değildir. Mademki bu şeyleri biliyorsunuz, eğer onları yaparsanız, mutlusunuz.

YUHANNA 13:1-17 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Fısıh Bayramı'ndan önce, İsa bu dünyadan ayrılıp Baba'ya gitme saatinin geldiğini biliyordu. Dünyada kendisinin olanları hep sevmişti. Onları sonuna dek sevdi. Akşam yemeği sürerken, iblis, Simun oğlu Yahuda İşkaryot'un yüreğine İsa'yı ele verme düşüncesini koymuş bulunuyordu. İsa Baba'nın her şeyi kendi ellerine verdiğini ve Tanrı'dan gelmiş olup yine Tanrı'ya gittiğini biliyordu. Yemekten kalktı, giysilerini bir yana koydu, bir havlu alıp beline sardı. Sonra leğene su koyup öğrencilerin ayaklarını yıkamaya ve beline sarılı havluyla kurulamaya koyuldu. Simun Petrus'a geldiğinde, Simun, “Ya Rab” dedi, “Sen mi benim ayaklarımı yıkıyorsun?” İsa, “Ne yaptığımı şimdi anlamıyorsun, ama ileride anlayacaksın” diye yanıtladı. Petrus, “Hiçbir zaman ayaklarımı yıkamayacaksın” dedi. İsa, “Yıkamazsam yanımda payın olmaz” diye yanıt verdi. Simun Petrus, “Öyleyse, ya Rab, yalnız ayaklarımı değil, ellerimi ve başımı da yıka!” dedi. İsa, “Yıkananın ayaklarından başka yerinin yıkanmaya gereksinmesi yoktur” dedi, “O tümden temizdir. Siz de temizsiniz. Ama hepiniz değil!” Çünkü İsa kendini ele verecek olanı biliyordu. Bunun için, “Hepiniz temiz değilsiniz” demişti. Onların ayaklarını yıkadıktan sonra giyinip sofraya oturdu. “Size ne yaptığımı biliyor musunuz?” diye sordu, “Beni Öğretmen ve Rab diye çağırıyorsunuz. Doğru söylüyorsunuz. Çünkü ben O'yum. Ben Rab ve Öğretmen'ken ayaklarınızı yıkadığıma göre, siz de birbirinizin ayaklarını yıkamakla yükümlüsünüz. Yaptığımın aynısını siz de birbirinize yapasınız diye size bir örnek gösterdim. Size doğrusunu söyleyeyim: Köle efendisinden üstün değildir; ne de gönderilen kendisini gönderenden üstündür. Şimdi bunları bildiğinize göre, uygulayın ki, mutlu olasınız.”