AĞITLAR 3:1-66
AĞITLAR 3:1-66 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
RAB'bin gazap değneği altında acı çeken adam benim. Beni güttü, Işıkta değil karanlıkta yürüttü. Evet, dönüp dönüp bütün gün bana elini kaldırıyor. Etimi, derimi yıprattı, kemiklerimi kırdı. Beni kuşattı, Acı ve zahmetle sardı çevremi. Çoktan ölmüş ölüler gibi Beni karanlıkta yaşattı. Çevreme duvar çekti, dışarı çıkamıyorum, Zincirimi ağırlaştırdı. Feryat edip yardım isteyince de Duama set çekiyor. Yontma taşlarla yollarımı kesti, Dolaştırdı yollarımı. Benim için O pusuya yatmış bir ayı, Gizlenmiş bir aslandır. Yollarımı saptırdı, paraladı, Mahvetti beni. Yayını gerdi, okunu savurmak için Beni nişangah olarak dikti. Oklarını böbreklerime sapladı. Halkımın önünde gülünç düştüm, Gün boyu alay konusu oldum türkülerine. Beni acıya doyurdu, Bana doyasıya pelinsuyu içirdi. Dişlerimi çakıl taşlarıyla kırdı, Kül içinde diz çöktürdü bana. Esenlik yüzü görmedi canım, Mutluluğu unuttum. Bu yüzden diyorum ki, “Dermanım tükendi, RAB'den umudum kesildi.” Acımı, başıboşluğumu, Pelinotuyla ödü anımsa! Hâlâ onları düşünmekte Ve sıkılmaktayım. Ama şunu anımsadıkça umutlanıyorum: RAB'bin sevgisi hiç tükenmez, Merhameti asla son bulmaz; Her sabah tazelenir onlar, Sadakatin büyüktür. “Benim payıma düşen RAB'dir” diyor canım, “Bu yüzden O'na umut bağlıyorum.” RAB kendisini bekleyenler, O'nu arayan canlar için iyidir. RAB'bin kurtarışını sessizce beklemek iyidir. İnsan için boyunduruğu gençken taşımak iyidir. RAB insana boyunduruk takınca, İnsan tek başına oturup susmalı; Umudunu kesmeden yere kapanmalı, Kendisine vurana yanağını dönüp Utanca doymalı; Çünkü Rab kimseyi sonsuza dek geri çevirmez. Dert verse de, Büyük sevgisinden ötürü yine merhamet eder; Çünkü isteyerek acı çektirmez, İnsanları üzmez. Ülkedeki bütün tutsakları ayak altında ezmeyi, Yüceler Yücesi'nin huzurunda insan hakkını saptırmayı, Davasında insana haksızlık etmeyi Rab doğru bulmaz. Rab buyurmadıkça kim bir şey söyler de yerine gelir? İyilikler gibi felaketler de Yüceler Yücesi'nin ağzından çıkmıyor mu? İnsan, yaşayan insan Niçin günahlarının cezasından yakınır? Davranışlarımızı sınayıp gözden geçirelim, Yine RAB'be dönelim. Ellerimizin yanısıra yüreklerimizi de göklerdeki Tanrı'ya açalım: “Biz karşı çıkıp başkaldırdık, Sen bağışlamadın. Öfkeyle örtünüp bizi kovaladın, Acımadan öldürdün. Dualar sana erişmesin diye Bulutları örtündün. Uluslar arasında bizi pisliğe, süprüntüye çevirdin. Düşmanlarımızın hepsi bizimle alay etti. Dehşet ve çukur, kırgın ve yıkım çıktı önümüze.” Kırılan halkım yüzünden Gözlerimden sel gibi yaşlar akıyor. Durup dinmeden yaş boşanıyor gözümden, RAB göklerden bakıp görünceye dek. Kentimdeki kızların halini gördükçe Yüreğim sızlıyor. Boş yere bana düşman olanlar bir kuş gibi avladılar beni. Beni sarnıca atıp öldürmek istediler, Üzerime taş attılar. Sular başımdan aştı, “Tükendim” dedim. Sarnıcın dibinden seni adınla çağırdım, ya RAB; Sesimi, “Ahıma, çağrıma kulağını kapama!” dediğimi duydun. Seni çağırınca yaklaşıp, “Korkma!” dedin. Davamı sen savundun, ya Rab, Canımı kurtardın. Bana yapılan haksızlığı gördün, ya RAB, Davamı sen gör. Benden nasıl öç aldıklarını, Bana nasıl dolap çevirdiklerini gördün. Aşağılamalarını, ya RAB, Çevirdikleri bütün dolapları, Bana saldıranların dediklerini, Gün boyu söylendiklerini duydun. Oturup kalkışlarına bak, Alay konusu oldum türkülerine. Yaptıklarının karşılığını ver, ya RAB. İnat etmelerini sağla, Lanetin üzerlerinden eksilmesin. Göklerinin altından öfkeyle kovala, yok et onları, ya RAB.
AĞITLAR 3:1-66 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
B EN o adamım ki, onun gazabı değneğinden cefa gördüm. Beni güttü, ve ışıkta değil karanlıkta yürüttü. Gerçek dönüp bütün gün elini bana karşı çeviriyor. Etimi ve derimi yıprattı; kemiklerimi kırdı. Karşıma duvar yaptı, ve çevremi acılıkla ve zahmetle sardı. Eski vaktin ölüleri gibi karanlık yerlerde beni oturttu. Etrafıma duvar çekti, ve dışarı çıkamıyorum; zincirimi ağırlaştırdı. Ben feryat edip yardım isteyince de duama set çekiyor. Yonma taşlarla yollarıma duvar çekti; yollarımı dolaşık etti. Benim için pusuda yatan bir ayı, gizlenmiş bir aslandır. Yollarımı saptırdı, ve beni paraladı; beni harap etti. Yayını kurdu, ve ok için beni nişan gibi dikti. Kılıfındaki oklarını böbreklerime sapladı. Kavmımın hepsine gülünç oldum, ve bütün gün onların türküsüyüm. Beni acılığa doyurdu, pelin suyunu bana kana kana içirdi. Dişlerimi de çakıl taşları ile kırdı; beni küle soktu. Canımı da selâmetten uzaklaştırdın; iyiliği unuttum. Ve dedim: Kuvvetim, ve RABDEN ümidim yok oldu. Cefamı ve perişanlığımı, pelin otu ile ödü an. Hâlâ canım onları anıp içimde iğilmede. Bunu yüreğime getiriyorum; bundan ötürü ümidim var. RABBİN inayetlerindendir ki, telef olmadık, çünkü merhametleri bitmez. Onlar her sabah tazelenir, senin sıdkın büyüktür. Canım diyor ki: Benim payım RABDİR; bundan ötürü ona ümit bağlarım. Onu bekliyenlere, onu arıyan cana, RAB iyidir. Ümit etmek, ve RABBİN kurtarışını susarak beklemek iyidir. İnsan için boyunduruğu gençliğinde taşımak iyidir. Tek başına otursun da sussun, çünkü ona takan odur. Ağzını toprağa kosun, belki ümit ola. Kendisine vurana yanağını uzatsın, rüsvaylığa doysun. Çünkü Rab kendisinden ebediyen atmaz. Çünkü dert verse de, inayetlerinin çokluğuna göre yine merhamet eder. Çünkü istiyerek cefa etmez, ve insan oğullarını kederlendirmez. Dünyanın bütün esirlerini ayak altında ezmeyi, Yüce Olanın yüzü önünde insanın hakkını saptırmayı, Davasında insana haksızlık etmeyi, Rab doğru görmez. Rab emretmedikçe kim bir şey söyler de vaki olur? Kötülük de iyilik de Yüce Olanın ağzından çıkmıyor mu? İnsan, yaşıyan adam, suçlarının cezasından niçin şikâyet eder? Yollarımızı araştırıp deniyelim, ve yine RABBE dönelim. Göklerde olan Allaha ellerimizle beraraber yüreğimizi de yükseltelim. Biz günah edip âsi olduk; sen bize bağışlamadın. Öfke ile örtündün ve bizi kovdun; öldürdün ve acımadın. Bulutla örtündün, dua ondan geçmiyor. Milletler içinde bizi süprüntü ve menfur şey ettin. Bize karşı bütün düşmanlarımız ağızlarını açtılar. Bize dehşet ve çukur, velvele ve kırgın oldu. Kavmım kızının kırgınından ötürü gözüm yaş selleri döküyor. Dinlenmeden, durmadan, gözüm yaşlar akıtıyor, RAB aşağı bakıncıya kadar, göklerden görünciye kadar. Şehrimin bütün kızlarından ötürü gözlerimin acısı canıma işledi. Sebepsiz bana düşman olanlar bir serçe gibi beni yaman avladılar. Sarnıçta hayatımı helâk ettiler, ve üzerime taş attılar. Sular başımdan aştı: Bittim, dedim. Sarnıcın dibinden senin ismini çağırdım, ya RAB. Sesimi işittin; ahıma, çağırışıma kulağını kapama. Seni çağırdığım gün yaklaştın: Korkma, dedin. Canımın davalarını sen gördün, ya Rab; hayatımı kurtardın. Bana olan haksızlığı gördün, ya RAB; hakkımı hak et. Bana karşı olan bütün intikamlarını ve bütün düşüncelerini gördün. Onların sitemini, ya RAB, bana karşı olan bütün düşüncelerini, Karşıma dikilenlerin sözlerini, ve bütün gün bana karşı düzenlerini işittin. Oturup kalkmalarına bak; ben onların türküsü oldum. Ellerinin işine göre onlara karşılık ödiyeceksin, ya RAB. Onlara yürek katılığı vereceksin; lânetin üzerlerine olsun. Öfke ile onların ardını kovacaksın, ve onları RABBİN gökleri altından helâk edip atacaksın.
AĞITLAR 3:1-66 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
RAB'bin gazap değneği altında acı çeken adam benim. Beni güttü, Işıkta değil karanlıkta yürüttü. Evet, dönüp dönüp bütün gün bana elini kaldırıyor. Etimi, derimi yıprattı, kemiklerimi kırdı. Beni kuşattı, Acı ve zahmetle sardı çevremi. Çoktan ölmüş ölüler gibi Beni karanlıkta yaşattı. Çevreme duvar çekti, dışarı çıkamıyorum, Zincirimi ağırlaştırdı. Feryat edip yardım isteyince de Duama set çekiyor. Yontma taşlarla yollarımı kesti, Dolaştırdı yollarımı. Benim için O pusuya yatmış bir ayı, Gizlenmiş bir aslandır. Yollarımı saptırdı, paraladı, Mahvetti beni. Yayını gerdi, okunu savurmak için Beni nişangah olarak dikti. Oklarını böbreklerime sapladı. Halkımın önünde gülünç düştüm, Gün boyu alay konusu oldum türkülerine. Beni acıya doyurdu, Bana doyasıya pelinsuyu içirdi. Dişlerimi çakıl taşlarıyla kırdı, Kül içinde diz çöktürdü bana. Esenlik yüzü görmedi canım, Mutluluğu unuttum. Bu yüzden diyorum ki, “Dermanım tükendi, RAB'den umudum kesildi.” Acımı, başıboşluğumu, Pelinotuyla ödü anımsa! Hâlâ onları düşünmekte Ve sıkılmaktayım. Ama şunu anımsadıkça umutlanıyorum: RAB'bin sevgisi hiç tükenmez, Merhameti asla son bulmaz; Her sabah tazelenir onlar, Sadakatin büyüktür. “Benim payıma düşen RAB'dir” diyor canım, “Bu yüzden O'na umut bağlıyorum.” RAB kendisini bekleyenler, O'nu arayan canlar için iyidir. RAB'bin kurtarışını sessizce beklemek iyidir. İnsan için boyunduruğu gençken taşımak iyidir. RAB insana boyunduruk takınca, İnsan tek başına oturup susmalı; Umudunu kesmeden yere kapanmalı, Kendisine vurana yanağını dönüp Utanca doymalı; Çünkü Rab kimseyi sonsuza dek geri çevirmez. Dert verse de, Büyük sevgisinden ötürü yine merhamet eder; Çünkü isteyerek acı çektirmez, İnsanları üzmez. Ülkedeki bütün tutsakları ayak altında ezmeyi, Yüceler Yücesi'nin huzurunda insan hakkını saptırmayı, Davasında insana haksızlık etmeyi Rab doğru bulmaz. Rab buyurmadıkça kim bir şey söyler de yerine gelir? İyilikler gibi felaketler de Yüceler Yücesi'nin ağzından çıkmıyor mu? İnsan, yaşayan insan Niçin günahlarının cezasından yakınır? Davranışlarımızı sınayıp gözden geçirelim, Yine RAB'be dönelim. Ellerimizin yanısıra yüreklerimizi de göklerdeki Tanrı'ya açalım: “Biz karşı çıkıp başkaldırdık, Sen bağışlamadın. Öfkeyle örtünüp bizi kovaladın, Acımadan öldürdün. Dualar sana erişmesin diye Bulutları örtündün. Uluslar arasında bizi pisliğe, süprüntüye çevirdin. Düşmanlarımızın hepsi bizimle alay etti. Dehşet ve çukur, kırgın ve yıkım çıktı önümüze.” Kırılan halkım yüzünden Gözlerimden sel gibi yaşlar akıyor. Durup dinmeden yaş boşanıyor gözümden, RAB göklerden bakıp görünceye dek. Kentimdeki kızların halini gördükçe Yüreğim sızlıyor. Boş yere bana düşman olanlar bir kuş gibi avladılar beni. Beni sarnıca atıp öldürmek istediler, Üzerime taş attılar. Sular başımdan aştı, “Tükendim” dedim. Sarnıcın dibinden seni adınla çağırdım, ya RAB; Sesimi, “Ahıma, çağrıma kulağını kapama!” dediğimi duydun. Seni çağırınca yaklaşıp, “Korkma!” dedin. Davamı sen savundun, ya Rab, Canımı kurtardın. Bana yapılan haksızlığı gördün, ya RAB, Davamı sen gör. Benden nasıl öç aldıklarını, Bana nasıl dolap çevirdiklerini gördün. Aşağılamalarını, ya RAB, Çevirdikleri bütün dolapları, Bana saldıranların dediklerini, Gün boyu söylendiklerini duydun. Oturup kalkışlarına bak, Alay konusu oldum türkülerine. Yaptıklarının karşılığını ver, ya RAB. İnat etmelerini sağla, Lanetin üzerlerinden eksilmesin. Göklerinin altından öfkeyle kovala, yok et onları, ya RAB.