LUKA 22:39-62

LUKA 22:39-62 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

İsa dışarı çıktı, her zamanki gibi Zeytin Dağı'na gitti. Öğrenciler de O'nun ardından gittiler. Oraya varınca İsa onlara, “Dua edin ki ayartılmayasınız” dedi. Onlardan bir taş atımı kadar uzaklaştı ve diz çökerek şöyle dua etti: “Baba, senin isteğine uygunsa, bu kâseyi benden uzaklaştır. Yine de benim değil, senin istediğin olsun.” Gökten bir melek İsa'ya görünerek O'nu güçlendirdi. Derin bir acı içinde olan İsa daha hararetle dua etti. Teri, toprağa düşen kan damlalarını andırıyordu. İsa duadan kalkıp öğrencilerin yanına dönünce onları üzüntüden uyumuş buldu. Onlara, “Niçin uyuyorsunuz?” dedi. “Kalkıp dua edin ki ayartılmayasınız.” İsa daha konuşurken bir kalabalık çıkageldi. Onikiler'den biri, Yahuda adındaki kişi, kalabalığa öncülük ediyordu. İsa'yı öpmek üzere yaklaşınca İsa, “Yahuda” dedi, “İnsanoğlu'na bir öpücükle mi ihanet ediyorsun?” İsa'nın çevresindekiler olacakları anlayınca, “Ya Rab, kılıçla vuralım mı?” dediler. İçlerinden biri başkâhinin kölesine vurarak sağ kulağını uçurdu. Ama İsa, “Bırakın, yeter!” dedi, sonra kölenin kulağına dokunarak onu iyileştirdi. İsa, üzerine yürüyen başkâhinlere, tapınak koruyucularının komutanlarına ve ileri gelenlere şöyle dedi: “Niçin bir haydutmuşum gibi kılıç ve sopalarla geldiniz? Her gün tapınakta sizinle birlikteydim, bana el sürmediniz. Ama bu saat sizindir, karanlığın egemen olduğu saattir.” İsa'yı tutukladılar, alıp başkâhinin evine götürdüler. Petrus onları uzaktan izliyordu. Avlunun ortasında ateş yakıp çevresinde oturduklarında Petrus da gelip onlarla birlikte oturdu. Bir hizmetçi kız ateşin ışığında oturan Petrus'u gördü. Onu dikkatle süzerek, “Bu da O'nunla birlikteydi” dedi. Ama Petrus, “Ben O'nu tanımıyorum, kadın!” diye inkâr etti. Biraz sonra onu gören başka biri, “Sen de onlardansın” dedi. Petrus, “Değilim, arkadaş!” dedi. Yaklaşık bir saat sonra yine bir başkası ısrarla, “Gerçekten bu da O'nunla birlikteydi” dedi. “Çünkü Celileli'dir.” Petrus, “Sen ne diyorsun be adam, anlamıyorum!” dedi. Tam o anda, Petrus daha konuşurken horoz öttü. Rab arkasına dönüp Petrus'a baktı. O zaman Petrus, Rab'bin kendisine, “Bu gece horoz ötmeden beni üç kez inkâr edeceksin” dediğini hatırladı ve dışarı çıkıp acı acı ağladı.

LUKA 22:39-62 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

Dışarı çıkıp âdeti üzre Zeytinlik dağına gitti; şakirtler de onun ardınca gittiler. Oraya varınca, İsa onlara dedi: Dua edin ki, iğvaya düşmiyesiniz. Kendilerinden bir taş atımı kadar ayrıldı; diz çöktü ve: Ey Baba, eğer istiyorsan, bu kâseyi benden geçir; lâkin benim iradem değil, seninki olsun, diye dua etti. Ve İsaya, gökten bir melek görünüp ona kuvvet verdi. Şiddetli ıstırapta olarak, ziyade hararetle dua etti; teri toprağın üzerine düşen büyük kan damlaları gibi idi. Duasından kalktığı zaman, şakirtlere geldi, onları kederden uyumakta bulup kendilerine dedi: Neden uyuyorsunuz? Kalkın, dua edin ki, iğvaya düşmiyesiniz. İsa henüz söylemekte iken, işte, bir kalabalık, ve Yahuda denilen Onikilerden biri onların başında geliyordu; ve Yahuda İsayı öpmek için kendisine yaklaştı. Fakat İsa ona dedi: Yahuda, sen İnsanoğlunu bir öpüşle mi ele veriyorsun? Onun çevresinde olanlar ne vaki olacağını görünce: Ya Rab, kılıçla vuralım mı? dediler. Ve onlardan biri başkâhinin hizmetçisini vurup sağ kulağını düşürdü. Fakat İsa cevap verip dedi: Bırakın, bu kadar. Ve kulağına dokunarak, onu iyi etti. İsa, üzerine gelmiş olan başkâhinlere, mabedin kumandanlarına ve ihtiyarlara dedi: Kılıçlarla ve sopalarla, bir hayduda karşı imiş gibi mi çıktınız? Ben her gün sizinle mabette olduğum zaman, siz bana el uzatmadınız; fakat bu sizin saatinizdir, ve karanlığın kudretidir. İsayı yakalıyıp götürdüler, ve başkâhinin evine soktular. Petrus da uzaktan ardınca gidiyordu. Avlunun ortasında bir ateş yakıp birlikte oturdukları zaman, Petrus onların arasında oturdu. Ve bir hizmetçi kız, Petrusun ateş ışığında oturduğunu görerek ona dikkatle bakıp dedi: Bu adam da onunla beraberdi. Fakat o: Kadın, ben onu tanımam, diye inkâr etti. Biraz sonra bir başkası onu görüp dedi: Sen de onlardan birisin. Fakat Petrus: Be adam, değilim, dedi. Bir saat kadar sonra bir başkası: Gerçekten bu adam onunla beraberdi, çünkü Galilelidir, diye ısrar etti. Fakat Petrus: Be adam, senin ne dediğini bilmem, dedi. Henüz söz söylemekte iken, hemen horoz öttü. Ve Rab dönüp Petrusa baktı. Petrus Rabbin kendisine: Bugün horoz ötmeden önce beni üç kere inkâr edeceksin, diye söylediği sözü hatırladı. Ve dışarı çıkıp acı acı ağladı.

LUKA 22:39-62 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

İsa kentten ayrıldı, alıştığı üzere Zeytinlik Dağı'na çıktı. Öğrenciler de O'nu izlediler. Oraya varınca onlara, “Dua edin ki denenmeyesiniz” dedi. Onlardan ayrılıp bir taş atımı uzağa gitti, diz çöküp dua etmeye koyuldu: “Baba! Eğer istersen bu kâseyi benden uzaklaştır. Ama benim istemim değil, senin istemin olsun.” Gökten bir melek belirip O'nu güçlendirdi. Derin acı duyarak daha içtenlikle duaya koyuldu. Teri iri kan damlaları gibi toprağa dökülüyordu. Duadan kalkıp öğrencilerinin yanına geldiğinde, onları üzüntüden uyur durumda buldu. “Neden uyuyorsunuz?” dedi, “Kalkın dua edin ki, denenmeyesiniz.” O daha sözünü bitirmeden bir kalabalık belirdi. Kalabalığın önünde Onikiler'den biri, Yahuda adındaki adam yürüyordu. Yahuda öpmek için İsa'ya yaklaştı. Ama İsa ona, “İnsanoğlu'nu bir öpüşle mi ele veriyorsun, Yahuda?” dedi. İsa'nın yanındakiler olacakları görünce, “Kılıçla vuralım mı, Efendimiz?” dediler. İçlerinden biri, başkâhinin kölesine kılıçla vurduğu gibi onun sağ kulağını kesti. Ama İsa, “Yeter, bırak!” dedi. Sonra kölenin kulağına dokunup onu iyi etti. İsa kendisini yakalamaya gelen başkâhinlere, tapınak görevlilerine ve ileri gelenlere, “Eşkiyaya karşı çıkarcasına kılıçlarla, sopalarla gelmek mi gerekirdi?” dedi, “Her gün tapınakta sizin aranızdaydım, bana el sürmediniz. Ama şu an sizin saatinizdir; karanlığın egemen kesildiği saat!” İsa'yı yakalayıp başkâhinin evine getirdiler. Petrus gerilerden O'nu izledi. Avlunun orta yerinde ateş yakıp çevresine oturdular. Petrus da aralarında oturuyordu. Ateşin aydınlığında oturduğunu gören bir hizmetçi kız, gözlerini ona dikerek, “Hey, bu adam da O'nunla birlikteydi!” dedi. Ama Petrus yadsıyarak, “Kadın, ben O'nu tanımıyorum!” dedi. Biraz sonra başka birinin gözü Petrus'a ilişti. “Sen de onlardansın” dedi. Ama Petrus, “Değilim, arkadaş!” diye karşılık verdi. Yaklaşık bir saat kadar sonra başka biri üsteledi: “Gerçekten, bu da O'nunla birlikteydi. Baksana, adam Galileli!” Ama Petrus, “Ne demek istediğini bilmiyorum, arkadaş!” dedi. O daha bunu söylerken, ansızın horoz öttü. Rab döndü, Petrus'a baktı. Petrus Rab'bin kendisine söylediklerini anımsadı: “Bugün horoz ötmeden önce, üç kez beni yadsıyacaksın.” Ve dışarı çıkıp acı acı ağladı.