MATTA 8:14-34

MATTA 8:14-34 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

İsa Petrus'un evine geldiğinde onun kaynanasının ateşler içinde yattığını gördü. Eline dokununca kadının ateşi düştü. Kadın kalkıp İsa'ya hizmet etmeye başladı. Akşam olunca birçok cinliyi kendisine getirdiler. İsa onlardaki kötü ruhları tek sözle kovdu, hastaların hepsini iyileştirdi. Bu, Peygamber Yeşaya aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu: “Zayıflıklarımızı O kaldırdı, Hastalıklarımızı O üstlendi.” İsa, çevresindeki kalabalığı görünce gölün karşı yakasına geçilmesini buyurdu. O sırada din bilginlerinden biri O'na yaklaşıp, “Öğretmenim” dedi, “Nereye gidersen, senin ardından geleceğim.” İsa ona, “Tilkilerin ini, kuşların yuvası var, ama İnsanoğlu'nun başını yaslayacak bir yeri yok” dedi. Başka bir öğrencisi İsa'ya, “Ya Rab, izin ver, önce gidip babamı gömeyim” dedi. İsa ona, “Ardımdan gel” dedi. “Bırak ölüleri, kendi ölülerini kendileri gömsün.” İsa tekneye binince, ardından öğrencileri de bindi. Gölde ansızın büyük bir fırtına koptu. Öyle ki, dalgalar teknenin üzerinden aşıyordu. İsa bu arada uyuyordu. Öğrenciler gidip O'nu uyandırarak, “Ya Rab, kurtar bizi, yoksa öleceğiz!” dediler. İsa, “Neden korkuyorsunuz, ey kıt imanlılar?” dedi. Sonra kalkıp rüzgarı ve gölü azarladı. Ortalık sütliman oldu. Hepsi hayret içinde kaldı. “Bu nasıl bir adam ki, rüzgar da göl de O'nun sözünü dinliyor?” dediler. İsa gölün karşı yakasında Gadaralılar'ın memleketine vardı. Orada O'nu mezarlık mağaralardan çıkan iki cinli karşıladı. Bunlar öyle tehlikeliydi ki, kimse o yoldan geçemiyordu. İsa'ya, “Ey Tanrı'nın Oğlu, bizden ne istiyorsun?” diye bağırdılar. “Buraya, vaktinden önce bize işkence etmek için mi geldin?” Onlardan uzakta otlayan büyük bir domuz sürüsü vardı. Cinler İsa'ya, “Bizi kovacaksan, şu domuz sürüsüne gönder” diye yalvardılar. İsa onlara, “Gidin!” dedi. Cinler de adamlardan çıkıp domuzların içine girdiler. O anda bütün sürü dik yamaçtan aşağı koşuşarak göle atlayıp boğuldu. Domuzları güdenler kaçıp kente gittiler. Cinli adamlarla ilgili haberler dahil, olup bitenlerin hepsini anlattılar. Bunun üzerine bütün kent halkı İsa'yı karşılamaya çıktı. O'nu görünce bölgelerinden ayrılması için yalvardılar.

MATTA 8:14-34 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

Ve İsa Petrusun evine geldiği zaman, onun kaynanasını ısıtmalı olarak yatmış gördü. İsa onun eline dokundu, ve ısıtma kadını bıraktı; o da kalkıp İsaya hizmet etti. Ve akşamlayın, cine tutulmuş bir çok adamları kendisine getirdiler. Ve o, bir sözle ruhları çıkardı, ve hastaların hepsini iyi etti; ta ki, İşaya peygamber vasıtası ile söylenen: “Bizim zayıflıklarımızı kendisi aldı, ve hastalıklarımızı yüklendi,” sözü yerine gelsin. İmdi İsa, etrafında büyük kalabalıklar görünce, karşı yakaya geçilmesini emretti. Ve bir yazıcı gelip ona: Muallim, her nereye gidersen, senin ardınca gelirim, dedi. Ve İsa ona dedi: Tilkilerin inleri, ve gök kuşlarının yuvaları vardır; fakat İnsanoğlunun başını yaslıyacak yeri yoktur. Şakirtlerden bir başkası İsaya dedi: Ya Rab, bana izin ver, önce gideyim ve babamı gömeyim. Fakat İsa ona dedi: Benim ardımca gel; ölüleri bırak, kendi ölülerini gömsünler. Ve İsa bir kayığa binince, şakirtleri onun ardınca bindiler. Ve işte, denizde büyük bir fırtına oldu, o kadar ki, kayık dalgalarla örtüldü; İsa da uyuyordu. Şakirtler İsaya geldiler: Kurtar, ya Rab, helâk oluyoruz! diyerek onu uyandırdılar. Ve İsa onlara dedi: Ey az imanlılar, niçin korkuyorsunuz? O zaman kalkıp yelleri ve denizi azarladı; büyük bir limanlık oldu. Ve adamlar: Bu nasıl zattır ki, yeller de, deniz de kendisine itaat ediyor? diyerek şaştılar. Ve İsa karşı yakada Gadarinilerin memleketine geldiği zaman, kabirlerden çıkan cine tutulmuş iki kişi onu karşıladı. Çok azgın oldukları için, hiç kimse o yoldan geçemezdi. Ve işte, onlar: Ey Allahın Oğlu, bizden sana ne? buraya bize vaktinden önce işkence etmeğe mi geldin? diye bağırdılar. Onlardan uzakta otlıyan büyük bir domuz sürüsü vardı. Cinler İsaya: Bizi çıkarırsan, domuz sürüsüne gönder, diye yalvardılar. İsa da onlara: Gidin, dedi. Onlar çıkıp domuzlara gittiler; ve işte, bütün sürü uçurumdan aşağı denize atılıp sularda boğuldu. Çobanlar kaçıp şehre gittiler; ve her şeyi, ve cine tutulmuş olanların işini haber verdiler. Ve işte, İsayı karşılamak için bütün şehir dışarı çıktı; ve onu görünce sınırlarından çekilmesini yalvardılar.

MATTA 8:14-34 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

İsa Petrus'un evine gittiğinde onun kaynanasını ateşler içinde yatağa düşmüş buldu. Eline dokununca kadının ateşi düştü ve ayağa kalkıp O'na hizmet etti. Akşam olunca, cine tutsak birçok kişiyi O'na getirdiler. Bir tek buyrukla kötü ruhları çıkardı, hastaların tümünü iyileştirdi. Bu, Yeşaya Peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu: “Hastalıklarımızı O üstlendi, Zayıflıklarımızı O yüklendi.” İsa çevresinde büyük kalabalık görünce, Galile Denizi'nin karşı kıyısına geçilmesini buyurdu. Bir dinsel yorumcu O'na yaklaşıp, “Öğretmen” dedi, “Nereye gidersen ardından geleceğim.” İsa onu şöyle yanıtladı: “Tilkilerin inleri, gökyüzünde uçan kuşların da yuvaları var. Ama İnsanoğlu'nun başını yaslayacak bir yeri yok.” Öğrencilerden başka biri, “Ya Rab!” dedi, “Bana izin ver, önce gidip babamı gömeyim.” İsa, “Sen ardımdan gel” dedi, “Bırak ölüleri, kendi ölülerini gömsünler.” İsa tekneye binince öğrencileri de ardından bindiler. Bir anda denizde korkunç bir fırtına koptu. Öyle ki, tekne dalgalarla kaplandı. İsa uyuyordu. Yanına varıp, “Ya Rab, kurtar, mahvoluyoruz!” diyerek O'nu uyandırdılar. İsa, “Neden korkuyorsunuz, ey kıt imanlılar?” dedi. Sonra ayağa kalktı. Rüzgarı da, denizi de azarladı; çevre sütliman oldu. Adamlar şaşkına döndüler. “Bu nasıl biridir ki, rüzgar da, deniz de buyruğuna uyuyor?” diyorlardı. İsa denizin karşı kıyısına, Gadariniler'in bölgesine vardığında mezarlar arasından koşup gelen cine tutulmuş iki adam kendisini karşıladı. Çok saldırgan olduklarından, kimse o yoldan geçemiyordu. “Ey Tanrı'nın Oğlu, bizden ne istiyorsun?” diye bağırdılar, “Bize vaktinden önce işkence çektirmeye mi geldin buraya?” Onlardan epey uzakta büyük bir domuz sürüsü otlamaktaydı. Cinler İsa'ya, “Eğer bizi çıkaracaksan domuz sürüsüne gönder” diye yalvardılar. O da, “Gidin” dedi. Cinler çıkıp domuzlara girdiler. Bir anda tüm sürü uçurumdan aşağı denize uçup suların içinde boğuldu. Çobanlar kaçıp kente gittiler. Olup bitenleri, cine tutulmuşların başına gelenleri anlattılar. Bunun üzerine tüm kent İsa'yı karşılamaya çıktı. O'nu görünce bölgelerinden gitmesi için kendisine yalvardılar.