Kutsal Kitap (Tevrat, Zebur, İncil), Eski ve Yeni Antlaşma olarak üzere iki kısımdan oluşur. Eski Antlaşma, Yahudiler’in kutsal kitabıdır, İbranice ve Aramice olarak yazılmıştır. Yeni Antlaşma (İncil) Grekçe yazılmış ve 27 kitaptan oluşmaktadır. Eski ve Yeni Antlaşma Hristiyanlar’ın kabul ettiği kutsal yazılardır. Bu tercüme 2001 yılında yayımlanmış ve 2008 yılında küçük düzeltmeler yapılmıştır.  Basılı bir kopyasını temin etmek için Kitabı Mukaddes Şirketi ile irtibata geçebilirsiniz. www.kitabimukaddes.com

Sesli Kutsal Kitap © The Bible Society in Turkey (Kitabı Mukaddes Şirketi) , 2016

Kutsal Kitap Yeni Ceviri

<div class="version vid170 iso6393tur" data-vid="170" data-iso6393="tur">
 <div class="book bkLUK">
 <div class="chapter ch19" data-usfm="LUK.19">
 <div class="label">19</div><div class="s1">&#304;sa ile Zakkay</div><div class="p"> 1&#304;sa Eriha'ya girdi. Kentin i&#231;inden ge&#231;iyordu. 2Orada vergi g&#246;revlilerinin ba&#351;&#305; olan, Zakkay ad&#305;nda zengin bir adam vard&#305;. 3&#304;sa'n&#305;n kim oldu&#287;unu g&#246;rmek istiyor, ama boyu k&#305;sa oldu&#287;u i&#231;in kalabal&#305;ktan &#246;t&#252;r&#252; g&#246;remiyordu. 4&#304;sa'y&#305; g&#246;rebilmek i&#231;in &#246;nden ko&#351;up bir yaban&#305;l incir a&#287;ac&#305;na t&#305;rmand&#305;. &#199;&#252;nk&#252; &#304;sa oradan ge&#231;ecekti.</div><div class="p"> 5&#304;sa oraya var&#305;nca yukar&#305; bak&#305;p, &#8220;Zakkay, &#231;abuk a&#351;a&#287;&#305; in!&#8221; dedi. &#8220;Bug&#252;n senin evinde kalmam gerekiyor.&#8221; 6Zakkay h&#305;zla a&#351;a&#287;&#305; indi ve sevin&#231; i&#231;inde &#304;sa'y&#305; evine buyur etti.</div><div class="p"> 7Bunu g&#246;renlerin hepsi s&#246;ylenmeye ba&#351;lad&#305;: &#8220;Gidip g&#252;nahk&#226;r birine konuk oldu!&#8221; dediler.</div><div class="p"> 8Zakkay aya&#287;a kalk&#305;p Rab'be &#351;&#246;yle dedi: &#8220;Ya Rab, i&#351;te mal&#305;m&#305;n yar&#305;s&#305;n&#305; yoksullara veriyorum. Bir kimseden haks&#305;zl&#305;kla bir &#351;ey ald&#305;msa, d&#246;rt kat&#305;n&#305; geri verece&#287;im.&#8221;</div><div class="p"> 9&#304;sa dedi ki, &#8220;Bu ev bug&#252;n kurtulu&#351;a kavu&#351;tu. &#199;&#252;nk&#252; bu adam da &#304;brahim'in o&#287;ludur. 10Nitekim &#304;nsano&#287;lu, kaybolan&#305; aray&#305;p kurtarmak i&#231;in geldi.&#8221;</div><div class="s1">G&#252;venilirlik S&#305;nav&#305;</div><div class="r">(Mat.25:14-30)</div><div class="p"> 11Oradakiler bu s&#246;zleri dinlerken &#304;sa konu&#351;mas&#305;n&#305; bir benzetmeyle s&#252;rd&#252;rd&#252;. &#199;&#252;nk&#252; Yeru&#351;alim'e yakla&#351;m&#305;&#351;t&#305; ve onlar, Tanr&#305;'n&#305;n Egemenli&#287;i'nin hemen ortaya &#231;&#305;kaca&#287;&#305;n&#305; san&#305;yorlard&#305;. 12Bu nedenle &#304;sa &#351;&#246;yle dedi: &#8220;Soylu bir adam, kral atan&#305;p d&#246;nmek &#252;zere uzak bir &#252;lkeye gitti. 13Gitmeden &#246;nce k&#246;lelerinden onunu &#231;a&#287;&#305;r&#305;p onlara birer mina verdi. &#8216;Ben d&#246;n&#252;nceye dek bu paralar&#305; i&#351;letin&#8217; dedi.</div><div class="p"> 14&#8220;Ne var ki, &#252;lkesinin halk&#305; adamdan nefret ediyordu. Arkas&#305;ndan temsilciler g&#246;ndererek, &#8216;Bu adam&#305;n &#252;zerimize kral olmas&#305;n&#305; istemiyoruz&#8217; diye haber ilettiler.</div><div class="p"> 15&#8220;Adam kral atanm&#305;&#351; olarak geri d&#246;nd&#252;&#287;&#252;nde, paray&#305; vermi&#351; oldu&#287;u k&#246;leleri &#231;a&#287;&#305;rt&#305;p ne kazand&#305;klar&#305;n&#305; &#246;&#287;renmek istedi. 16Birincisi geldi, &#8216;Efendimiz&#8217; dedi, &#8216;Senin bir minan on mina daha kazand&#305;.&#8217;</div><div class="p"> 17&#8220;Efendisi ona, &#8216;Aferin, iyi k&#246;le!&#8217; dedi. &#8216;En k&#252;&#231;&#252;k i&#351;te g&#252;venilir oldu&#287;unu g&#246;sterdi&#287;in i&#231;in on kent &#252;zerinde yetkili olacaks&#305;n.&#8217;</div><div class="p"> 18&#8220;&#304;kincisi gelip, &#8216;Efendimiz, senin bir minan be&#351; mina daha kazand&#305;&#8217; dedi.</div><div class="p"> 19&#8220;Efendisi ona da, &#8216;Sen be&#351; kent &#252;zerinde yetkili olacaks&#305;n&#8217; dedi.</div><div class="p"> 20&#8220;Ba&#351;ka biri geldi, &#8216;Efendimiz&#8217; dedi, &#8216;&#304;&#351;te senin minan! Onu bir mendile sar&#305;p saklad&#305;m. 21&#199;&#252;nk&#252; senden korktum, sert adams&#305;n; kendinden koymad&#305;&#287;&#305;n&#305; al&#305;r, ekmedi&#287;ini bi&#231;ersin.&#8217;</div><div class="p"> 22&#8220;Efendisi ona, &#8216;Ey k&#246;t&#252; k&#246;le, seni kendi a&#287;z&#305;ndan &#231;&#305;kan s&#246;zle yarg&#305;layaca&#287;&#305;m&#8217; dedi. &#8216;Kendinden koymad&#305;&#287;&#305;n&#305; alan, ekmedi&#287;ini bi&#231;en sert bir adam oldu&#287;umu bildi&#287;ine g&#246;re, 23neden param&#305; faize vermedin? Ben de geldi&#287;imde onu faiziyle geri al&#305;rd&#305;m.&#8217;</div><div class="p"> 24&#8220;Sonra &#231;evrede duranlara, &#8216;Elindeki minay&#305; al&#305;n, on minas&#305; olana verin&#8217; dedi.</div><div class="p"> 25&#8220;Ona, &#8216;Efendimiz&#8217; dediler, &#8216;Onun zaten on minas&#305; var!&#8217;</div><div class="p"> 26 # 
 Mat.13:12; Mar.4:25; Luk.8:18 &#8220;O da, &#8216;Size &#351;unu s&#246;yleyeyim, kimde varsa ona daha &#231;ok verilecek. Ama kimde yoksa, kendisinde olan da elinden al&#305;nacak&#8217; dedi. 27&#8216;Beni kral olarak istemeyen o d&#252;&#351;manlar&#305;ma gelince, onlar&#305; buraya getirin ve g&#246;z&#252;m&#252;n &#246;n&#252;nde k&#305;l&#305;&#231;tan ge&#231;irin!&#8217; &#8221;</div><div class="s1">&#304;sa'n&#305;n Yeru&#351;alim'e Giri&#351;i</div><div class="r">(Mat.21:1-11; Mar.11:1-11; Yu.12:12-19)</div><div class="p"> 28&#304;sa, bu s&#246;zleri s&#246;yledikten sonra &#246;nden y&#252;r&#252;yerek Yeru&#351;alim'e do&#287;ru ilerledi. 29-30Zeytin Da&#287;&#305;'n&#305;n yamac&#305;ndaki Beytfaci ile Beytanya'ya yakla&#351;t&#305;&#287;&#305;nda iki &#246;&#287;rencisini &#246;nden g&#246;nderdi. Onlara, &#8220;Kar&#351;&#305;daki k&#246;ye gidin&#8221; dedi, &#8220;K&#246;ye girince, &#252;zerine daha hi&#231; kimsenin binmedi&#287;i, ba&#287;l&#305; duran bir s&#305;pa bulacaks&#305;n&#305;z. Onu &#231;&#246;z&#252;p bana getirin. 31Biri size, &#8216;Onu ni&#231;in &#231;&#246;z&#252;yorsunuz?&#8217; diye sorarsa, &#8216;Rab'bin ona ihtiyac&#305; var&#8217; dersiniz.&#8221;</div><div class="p"> 32G&#246;nderilen &#246;&#287;renciler gittiler, her &#351;eyi &#304;sa'n&#305;n kendilerine anlatt&#305;&#287;&#305; gibi buldular. 33S&#305;pay&#305; &#231;&#246;zerlerken hayvan&#305;n sahipleri onlara, &#8220;S&#305;pay&#305; niye &#231;&#246;z&#252;yorsunuz?&#8221; dediler.</div><div class="p"> 34Onlar da, &#8220;Rab'bin ona ihtiyac&#305; var&#8221; kar&#351;&#305;l&#305;&#287;&#305;n&#305; verdiler.</div><div class="p"> 35S&#305;pay&#305; &#304;sa'ya getirdiler, &#252;zerine kendi giysilerini atarak &#304;sa'y&#305; &#252;st&#252;ne bindirdiler. 36&#304;sa ilerlerken halk, giysilerini yola seriyordu. 37&#304;sa Zeytin Da&#287;&#305;'ndan a&#351;a&#287;&#305; inen yola yakla&#351;t&#305;&#287;&#305; s&#305;rada, &#246;&#287;rencilerinden olu&#351;an kalabal&#305;&#287;&#305;n t&#252;m&#252;, g&#246;rm&#252;&#351; olduklar&#305; b&#252;t&#252;n mucizelerden &#246;t&#252;r&#252;, sevin&#231; i&#231;inde y&#252;ksek sesle Tanr&#305;'y&#305; &#246;vmeye ba&#351;lad&#305;lar.</div><div class="b"></div><div class="q1"> 38 # 
 Mez.118:26
 &#8220;Rab'bin ad&#305;yla gelen Kral'a &#246;vg&#252;ler olsun!</div><div class="q1">G&#246;kte esenlik, en y&#252;celerde y&#252;celik olsun!&#8221; diyorlard&#305;.</div><div class="b"></div><div class="p"> 39Kalabal&#305;&#287;&#305;n i&#231;inden baz&#305; Ferisiler O'na, &#8220;&#214;&#287;retmen, &#246;&#287;rencilerini sustur!&#8221; dediler.</div><div class="p"> 40&#304;sa, &#8220;Size &#351;unu s&#246;yleyeyim, bunlar susacak olsa, ta&#351;lar ba&#287;&#305;racakt&#305;r!&#8221; diye kar&#351;&#305;l&#305;k verdi.</div><div class="s1">&#304;sa Yeru&#351;alim i&#231;in A&#287;l&#305;yor</div><div class="p"> 41&#304;sa Yeru&#351;alim'e yakla&#351;&#305;p kenti g&#246;r&#252;nce a&#287;lad&#305;. 42&#8220;Ke&#351;ke bug&#252;n sen de esenli&#287;e giden yolu bilseydin&#8221; dedi. &#8220;Ama &#351;imdilik bu senin g&#246;zlerinden gizlendi. 43Senin i&#231;in &#246;yle g&#252;nler gelecek ki, d&#252;&#351;manlar&#305;n seni setlerle &#231;evirecek, ku&#351;at&#305;p her yandan s&#305;k&#305;&#351;t&#305;racaklar. 44Seni de, ba&#287;r&#305;ndaki &#231;ocuklar&#305; da yere &#231;alacaklar. Sende ta&#351; &#252;st&#252;nde ta&#351; b&#305;rakmayacaklar. &#199;&#252;nk&#252; Tanr&#305;'n&#305;n senin yard&#305;m&#305;na geldi&#287;i zaman&#305; farketmedin.&#8221;</div><div class="s1">&#304;sa Sat&#305;c&#305;lar&#305; Tap&#305;naktan Kovuyor</div><div class="r">(Mat.21:12-17; Mar.11:15-19; Yu.2:12-22)</div><div class="p"> 45Sonra &#304;sa tap&#305;na&#287;&#305;n avlusuna girerek sat&#305;c&#305;lar&#305; d&#305;&#351;ar&#305; kovmaya ba&#351;lad&#305;. 46#Y&#351;a.56:7; Yer.7:11 Onlara, &#8220; &#8216;Evim dua evi olacak&#8217; diye yaz&#305;lm&#305;&#351;t&#305;r. Ama siz onu haydut inine &#231;evirdiniz&#8221; dedi.</div><div class="p"> 47-48 # 
 Luk.21:37
 &#304;sa her g&#252;n tap&#305;nakta &#246;&#287;retiyordu. Ba&#351;k&#226;hinler, din bilginleri ve halk&#305;n ileri gelenleri ise O'nu yok etmek istiyor, ama bunu nas&#305;l yapacaklar&#305;n&#305; bilemiyorlard&#305;. &#199;&#252;nk&#252; b&#252;t&#252;n halk O'nu can kula&#287;&#305;yla dinliyordu.</div>
 </div>
 </div>
</div>

Kutsal Kitap © The Bible Society in Turkey (Kitabı Mukaddes Şirketi), The Translation Trust / Yeni Yaşam Yayınları 2001, 2008

İsa Eriha'ya girdi. Kentin içinden geçiyordu. Orada vergi görevlilerinin başı olan, Zakkay adında zengin bir adam vardı. İsa'nın kim olduğunu görmek istiyor, ama boyu kısa olduğu için kalabalıktan ötürü göremiyordu. İsa'yı görebilmek için önden koşup bir yabanıl incir ağacına tırmandı. Çünkü İsa oradan geçecekti.
İsa oraya varınca yukarı bakıp, “Zakkay, çabuk aşağı in!” dedi. “Bugün senin evinde kalmam gerekiyor.” Zakkay hızla aşağı indi ve sevinç içinde İsa'yı evine buyur etti.
Bunu görenlerin hepsi söylenmeye başladı: “Gidip günahkâr birine konuk oldu!” dediler.
Zakkay ayağa kalkıp Rab'be şöyle dedi: “Ya Rab, işte malımın yarısını yoksullara veriyorum. Bir kimseden haksızlıkla bir şey aldımsa, dört katını geri vereceğim.”
İsa dedi ki, “Bu ev bugün kurtuluşa kavuştu. Çünkü bu adam da İbrahim'in oğludur. Nitekim İnsanoğlu, kaybolanı arayıp kurtarmak için geldi.”


Oradakiler bu sözleri dinlerken İsa konuşmasını bir benzetmeyle sürdürdü. Çünkü Yeruşalim'e yaklaşmıştı ve onlar, Tanrı'nın Egemenliği'nin hemen ortaya çıkacağını sanıyorlardı. Bu nedenle İsa şöyle dedi: “Soylu bir adam, kral atanıp dönmek üzere uzak bir ülkeye gitti. Gitmeden önce kölelerinden onunu çağırıp onlara birer mina verdi. ‘Ben dönünceye dek bu paraları işletin’ dedi.
“Ne var ki, ülkesinin halkı adamdan nefret ediyordu. Arkasından temsilciler göndererek, ‘Bu adamın üzerimize kral olmasını istemiyoruz’ diye haber ilettiler.
“Adam kral atanmış olarak geri döndüğünde, parayı vermiş olduğu köleleri çağırtıp ne kazandıklarını öğrenmek istedi. Birincisi geldi, ‘Efendimiz’ dedi, ‘Senin bir minan on mina daha kazandı.’
“Efendisi ona, ‘Aferin, iyi köle!’ dedi. ‘En küçük işte güvenilir olduğunu gösterdiğin için on kent üzerinde yetkili olacaksın.’
“İkincisi gelip, ‘Efendimiz, senin bir minan beş mina daha kazandı’ dedi.
“Efendisi ona da, ‘Sen beş kent üzerinde yetkili olacaksın’ dedi.
“Başka biri geldi, ‘Efendimiz’ dedi, ‘İşte senin minan! Onu bir mendile sarıp sakladım. Çünkü senden korktum, sert adamsın; kendinden koymadığını alır, ekmediğini biçersin.’
“Efendisi ona, ‘Ey kötü köle, seni kendi ağzından çıkan sözle yargılayacağım’ dedi. ‘Kendinden koymadığını alan, ekmediğini biçen sert bir adam olduğumu bildiğine göre, neden paramı faize vermedin? Ben de geldiğimde onu faiziyle geri alırdım.’
“Sonra çevrede duranlara, ‘Elindeki minayı alın, on minası olana verin’ dedi.
“Ona, ‘Efendimiz’ dediler, ‘Onun zaten on minası var!’
“O da, ‘Size şunu söyleyeyim, kimde varsa ona daha çok verilecek. Ama kimde yoksa, kendisinde olan da elinden alınacak’ dedi. ‘Beni kral olarak istemeyen o düşmanlarıma gelince, onları buraya getirin ve gözümün önünde kılıçtan geçirin!’ ”


İsa, bu sözleri söyledikten sonra önden yürüyerek Yeruşalim'e doğru ilerledi. Zeytin Dağı'nın yamacındaki Beytfaci ile Beytanya'ya yaklaştığında iki öğrencisini önden gönderdi. Onlara, “Karşıdaki köye gidin” dedi, “Köye girince, üzerine daha hiç kimsenin binmediği, bağlı duran bir sıpa bulacaksınız. Onu çözüp bana getirin. Biri size, ‘Onu niçin çözüyorsunuz?’ diye sorarsa, ‘Rab'bin ona ihtiyacı var’ dersiniz.”
Gönderilen öğrenciler gittiler, her şeyi İsa'nın kendilerine anlattığı gibi buldular. Sıpayı çözerlerken hayvanın sahipleri onlara, “Sıpayı niye çözüyorsunuz?” dediler.
Onlar da, “Rab'bin ona ihtiyacı var” karşılığını verdiler.
Sıpayı İsa'ya getirdiler, üzerine kendi giysilerini atarak İsa'yı üstüne bindirdiler. İsa ilerlerken halk, giysilerini yola seriyordu. İsa Zeytin Dağı'ndan aşağı inen yola yaklaştığı sırada, öğrencilerinden oluşan kalabalığın tümü, görmüş oldukları bütün mucizelerden ötürü, sevinç içinde yüksek sesle Tanrı'yı övmeye başladılar.

“Rab'bin adıyla gelen Kral'a övgüler olsun!
Gökte esenlik, en yücelerde yücelik olsun!” diyorlardı.

Kalabalığın içinden bazı Ferisiler O'na, “Öğretmen, öğrencilerini sustur!” dediler.
İsa, “Size şunu söyleyeyim, bunlar susacak olsa, taşlar bağıracaktır!” diye karşılık verdi.

İsa Yeruşalim'e yaklaşıp kenti görünce ağladı. “Keşke bugün sen de esenliğe giden yolu bilseydin” dedi. “Ama şimdilik bu senin gözlerinden gizlendi. Senin için öyle günler gelecek ki, düşmanların seni setlerle çevirecek, kuşatıp her yandan sıkıştıracaklar. Seni de, bağrındaki çocukları da yere çalacaklar. Sende taş üstünde taş bırakmayacaklar. Çünkü Tanrı'nın senin yardımına geldiği zamanı farketmedin.”


Sonra İsa tapınağın avlusuna girerek satıcıları dışarı kovmaya başladı. Onlara, “ ‘Evim dua evi olacak’ diye yazılmıştır. Ama siz onu haydut inine çevirdiniz” dedi.
İsa her gün tapınakta öğretiyordu. Başkâhinler, din bilginleri ve halkın ileri gelenleri ise O'nu yok etmek istiyor, ama bunu nasıl yapacaklarını bilemiyorlardı. Çünkü bütün halk O'nu can kulağıyla dinliyordu.

Slušajte LUKA 19