Şadrak, Meşak, Abed-Nego

Kral Nebukadnessar çok büyük altından bir put yaptı. Onu kutlamak için Babil bölgesinde bulunan bütün önemli ve büyük adamları bu toplantı için çağırttı. Böylece kutlamak için bütün bu kalabalık gelip putun önünde durdu. Sonra haberci yüksek sesle bağırdı: “Ey halklar, farklı farklı milletler, her dilden insanlar, şunu yapmalısınız. Bu bir buyruktur. Her çeşit çalgı sesini duyar duymaz yere kapanıp Kral Nebukadnessar'ın dikmiş olduğu altın puta tapınacaksınız. Eğer biri kapanıp tapınmazsa hemen kızgın fırına atılacaktır.” Bu yüzden her zaman çalgı sesi duyunca, herkes yere kapanıp Kral Nebukadnessar'ın diktiği altın puta tapındı.

Ama bazı Kildani halkından kişiler yaklaşıp Yahudileri suçladılar. Kral Nebukadnessar'a, “Ey kral, sen çok yaşa!” dediler, “Yüksek hizmete koyduğun Şadrak, Meşak, Abed-Nego adında bazı Yahudiler var. Bu adamlar seni saymadılar, ey kral. Senin ilahlarına kulluk etmiyor, diktiğin altın puta tapınmıyorlar.”

Bunu işitince Nebukadnessar kızıp çok öfkelendi. Şadrak'ı, Meşak'ı, Abed-Nego'yu çağırttı. Bu adamları kralın yanına getirildiler. Nebukadnessar, “Ey Şadrak, Meşak, Abed-Nego, ilahlarıma kulluk etmemişsiniz, diktiğim altın puta tapınmadınız diye doğru mu?” diye sordu, “Şimdi her çeşit çalgı sesini duyunca yere kapanıp yaptığım puta tapınırsanız sizin için iyi olur! Ama ona tapınmazsanız, hemen kızgın fırına atılacaksınız. O zaman bakalım hangi ilah sizi elimden kurtaracak?”

Şadrak, Meşak, Abed-Nego, “Söylediklerine karşı kendimizi kabahatsız çıkarmaya niyetimiz yoktur” diye karşılık verdiler, “Kızgın fırına atılsak bile, ey kral, taptığımız ve kulluk ettiğimiz Allah bizi kızgın fırından kurtarabilir; senin elinden de bizi kurtaracaktır. Ama bizi kurtarmasa bile bil ki, ey kral, ilahlarına kulluk etmeyiz, diktiğin altın puta tapınmayız.”

Nebukadnessar Şadrak, Meşak, Abed-Nego'ya çok öfkelendi. Fırını normalinden yedi kat daha çok kızgın yapmalarını buyurdu. Sonra bazı güçlü askerlere Şadrak'ı, Meşak'ı, Abed-Nego'yu bağlayıp kızgın fırına atmalarını buyurdu. Böylece giysileriyle birlikte bağlanıp kızgın fırına atıldılar. Kralın buyruğuna göre, fırın da çok ısıtılmış olduğundan, Şadrak'ı, Meşak'ı, Abed-Nego'yu fırına atan adamlar ateşin alevleri yakıp onları öldürdü.

O zaman Kral Nebukadnessar şaşkınlık içinde bir bire aya kalktı. Yanındaki danışmanlarına, “Biz ateşin içine bağlı üç kişi atmadık mı?” diye sordu.

Danışmanlar, “Şüphesiz, ey kral” diye karşılık verdiler.

Kral, “Ben dört kişi görüyorum” dedi, “Ateşin içinde yürüyorlar, kollarından bağları çözülmüş, hiçbir zarar görmemiş. Dördüncünün görüntüsü de bir Allah adamına benziyor.”

Sonra gidip kızgın fırının kapısına yaklaşarak, “Ey Yüce Allah'ın kulları Şadrak, Meşak, Abed-Nego, dışarı çıkıp buraya gelin!” diye bağırdı.

Buna göre Şadrak, Meşak, Abed-Nego ateşin içinden çıktılar. Kralın bütün büyük adamları onların etrafında toplandılar. Şadrak, Meşak, Abed-Nego’nun vücutlarında ateşten hiçbir zarar olmadığını gördüler. Başlarındaki tek saç yanmamış, giysileri değişmemiş, ateşin kokusu bile onların üstünde yoktu.

Bunun için Nebukadnessar, “Şadrak, Meşak ve Abed-Nego'nun Allah'ına övgüler olsun!” dedi, “Meleğini gönderip kendisine güvenen kullarını kurtardı. İşte buyuruyorum: Herhangi halktan, bir milletten ya da dilden olursa olsun, Şadrak, Meşak ve Abed-Nego'nun Allah’ından saygısızca bir söz söyleyen herkes paramparça edilecek, evleri çöplüğe çevrilecek. Çünkü böyle kurtarabilen başka bir tanrı yoktur.”

Sonra kral Nebukadnessar Şadrak'ı, Meşak'ı, Abed-Nego'yu Babil bölgesinde daha yüksek hizmetlere koydu.

Bizim Allah’ımız güçlüdür. Onun yapamayacak şey yoktur. Şadrak'ı, Meşak'ı, Abed-Nego'yu çok kızgın ateşten korudu. Ama Allah her zaman ve her durumdan bizi kurtarmıyor. Bazı durumlardan bizi neden kurtarmadığını Rab bize açıklamıyor. Önemli olan bu üç adam gibi şüphelenmeden Allah’a güvenelim. Etrafımızda olan insanların arasında şahitliğimiz onların gibi olsun. Ne olursa olsun canımız pahasına bile Allah'tan vazgeçmeyelim. Onlar gibi, “Bizi kurtarmasa bile Onu izlemeye devam edeceğiz” diyerek sözlerimiz ve yaptıklarımızla Allah’a şan getirelim.