Saba Kraliçesi

Allah Kral Süleyman’ı çok bereketledi. Çok zengin oldu. Şanı ve akıllılığı etrafta olan bütün memleketlere yayıldı.

Saba Kraliçesi Kral Süleyman’a misafir olup onunla görüşmeye karar verdi. Ona çok zor sorular sormak istedi. Saba şimdiki Yemen, Etiyopya ya da Arabistan’da bulunan bir memleketti. Şimdi tam bilinmiyor.

Saba Kraliçesi çeşitli baharat (yemeklere ve içeceklere katılan kurutulmuş ya da ezilip toz haline getirilmiş hoş kokulu otlar, yaprak ve kökler) çok altın ( yaklaşık 4.1 ton) ve çok pahalı taşlarla yüklü develerle büyük bir kervanla Yeruşalim’e gitti. Süleyman’a misafir oldu. Kraliçe aklından geçen her şeyi Süleyman’la konuştu. Süleyman onun bütün sorularına cevap verdi. Kral onun bütün sorularına cevap vermekte hiç zorlamandı.

Süleyman’ın akıllılığı, sarayı, sofrasının zenginliğini, iş başında olanların oturup kalkışı, hizmetçilerin giydikleri özel bagajları yaptıkları hizmet, ve Rab’bin dua evinde (tapınağında) Süleyman'ın Allah’a yaktırdığı kurbanlarını gören Saba Kraliçesi o kadar çok beğendi ki şaşkınlık içinde kaldı.

Saba Kraliçesi kral Süleyman'a, “Memleketimdeyken senin hakkında duyduklarım doğruymuş” dedi, “Ama gelip kendi gözlerimle görmeyince kadar inanamadım. Bunların yarısı bile bana anlatılmadı. Akıllılığın ve zenginliğin duyduklarımı kat kat aşıyor. Ne mutlu senin adamlarına! Ne mutlu bu bütün sana hizmet edenlere! Çünkü dayıma senin akıllılığına şahit oluyorlar. Seni İsrail'de kral iskemlesine oturtan Allah’ın Rab’be şan olsun!”

Saba Kraliçesi Süleyman’a çok baharat, altın ve değerli taşlar hediye etti. Krala o kadar baharat hediye etti ki, bir daha bu kadar çok baharat görülmedi.

Saba Kraliçesi Süleyman’ın Allah’ı tanıyan çok akıllı bir adam olduğunu duydu. Süleyman’dan çok şeyler öğrenmek istedi. O zamanlarda Kutsal Kitap sadece İsrail'de vardı başka hiçbir yerde yoktu. Allah hakkında daha derin şeyler öğrenmek isteyen insanlar İsrail’e gitmesi lazımdı.

Saba Kraliçesi kraliçe olduğu halde alçak gönüllüydü. Allah'ı daha iyi tanımak için, çölde çok uzun zor bir yolculuk yapmaya, yabancı bir kraldan öğrenmeye hazırdı. Kraliçe anladı ki Süleyman’ın akıllılığı ve zenginliği ona Allah'tan verilmişti. Allah’ın yaptığı şeyleri görünce Allah’ı şanladı. Süleyman büyük bir kraldı. Ama Süleyman’ın büyüklüğü bu Allah’ın işi olduğunu anladı.

Biz Saba Kraliçesi gibi Allah’ı daha iyi tanımak için çaba gösterelim. Saba Kraliçesi Allah’ın yaptığı işlerini çok görmek istedi ve görünce de Allah’ı şanladı. Biz de Allah’ı bütün yüreğimizle, bütün canımızla ve bütün aklımızla sevelim. Bütün varlığımızla onu hep arayalım. Allah'ın varlığını hissedince yaptıklarını görünce Onu şanlayalım.