Mika

Mika bir peygamberdi. Yahuda kralları Yotam, Ahaz ve Hizkiya zamanında yaşadı. Moreşet adlı bir köyde yaşadı. Onun hayatı için sadece bu kadar biliyoruz.

Hatırlıyoruz ki Kral Süleyman’dan sonra İsrail halkı ikiye bölündü ve iki ayrı devlet oldu. Yahuda memleketi güneyde (güneşin öğlende en yüksekte olduğu taraf) bulunuyordu. İsrail memleketi kuzeyde (güneş hiç olmadığı taraf) bulunuyordu. İsrail kralların hiçbiri yüz de yüz Allah’ı izlemediler. Allah İsrail memleketinin krallarına çok peygamber gönderdi ama İsrail kralları tövbe etmediler. Amos Peygamberin zamanında, Allah İsraillilerden bıkmıştı. Mika’nın zamanında Allah İsraillileri başka memlekete köle gibi yollamaya hazırlıyordu. Mika Peygamber hem İsraillilere hem de Yahudalılara dikkatli olun diye söyleyerek peygamberlik etti.

Mika Allah’ın cezası tezde geleceğini açıklıyor. İsrail ve Yahuda ikisi de yenilecekti ve halkları köle gibi zorla başka memlekete götürülecekti. Mika peygamberlik ettiğinden kısa bir zamandan sonra İsrailliler kendi memleketinden atıldılar. İsrail 135 yıl yenildikten sonra Yahudalılar da atıldılar. Mika sadece Allah'ın cezası hakkında konuşmadı ama umut da verdi. Mika’dan öğreniyoruz ki Beytlehem’de bir kurtarıcı doğacaktı (Mika 5:2-5a).

Allah Mika’yı kullanarak kendi halkıyla konuştu. (Mika 6:1-8)

“Ey halkım, sizlere ne yaptım?” diyor Rab, “Sizleri nasıl yük oldum, açıkla. Sizleri Mısır'dan ben çıkardım. Ben kurtardım sizleri kölelikten. Musa'yı, Harun'u, Miryam'ı ben gönderdim sizleri gütsünler diye. Ey halkım, Moav Kralı Balak'ın neler istediğini, Beor oğlu Balam'ın ona nasıl cevap verdiğini hatırla. Sizleri hep nasıl kurtardığımı o zaman anlayacaksınız.”

Mika İsrailliler için şöyle konuşuyor: “Rab'bin önüne ne ile çıkayım? Yüce Allah’a nasıl tapayım? O'nun önüne kurban yakayım mı? Binlerce koç kesersem, Rab hoşnut olur mu?

Suçuma karşılık ilk oğlumu, işlediğim günah için kurban olarak versem olur mu?”

Ve Mika sonucu açıklıyor:

“Ey insanlar, Rab iyi olanı size bildirdi. Adil (doğru) davranmanızdan, sadakati (Ona bağlı kalmak) sevmenizden ve alçakgönüllülükle yolunda yürümenizden başka Allah’ımız Rab sizden ne istedi?”

Kutsal Kitap’ta Eski Antlaşma’da hep aynı ders tekrarlanıyor. Bize Allah’ın halkının yaptıkları hem Allah’a karşı baş kaldırmak tehlikesini (opasnost) hem de Allah’ın merhametini gösteriyor. Eğer Allah’ın sözlerini aldırmazsak, sonra Onun bize verdiği cezayı çekeceğiz. Ama Allah’ın sözlerine dikkat verirsek Onun merhametini de yaşayacağız.

Rab hem yüreğimize hem de davranışımıza bakıyor. Bizim yaptıklarımız lazım Allah’a sımsıkı bağlanmış bir yürekten olsun. Eğer Allah’ı bütün yüreğimizle, bütün canımızla, bütün gücümüzle, bütün aklımızla ararsak o zaman Onun istediği doğru olanı yapacağız. Herkes davranışlarımızda doğruluğu, alçak gönüllülüğü ve Allah’a olan sevgimizi görecek. Böylece Rab’bimizi hoşnut edeceğiz. Böylece Ona şan getireceğiz.