Babil Sürgünü ZamanıÖrnek
Nehemya fakir Yahudilere yardım ediyor
Fakir Yahudiler daha zengin olan Yahudilerden ağlaşmaya başladı. Bazıları, “Ailelerimiz büyük ve kalabalıktır” diyordu, “Oğullarımız, kızlarımız çok. Yaşamak için bize un lazım ama ekinimiz yok.”
Bazıları da, “ Bu kıtlıkta ekin almak için tarlalarımızı, bağlarımızı, evlerimizi karşılık gösteriyoruz (zalagane) ediyoruz” diyordu.
Bazıları ise, “Krala vergi (danık) ödemek için tarlalarımızı, bağlarımızı karşılık gösterip borç para aldık” diyordu, “Yahudi kardeşlerimizle aynı kanı taşımıyor muyuz? Bizim çocuklarımızın onlarınkinden ne farkı var? Oğullarımızı kızlarımızı köle olarak satmak zorunda kaldık. Kızlarımızdan bazıları cariye (köle karı) olarak satıldı bile. Çaresiz kaldık. Çünkü tarlalarımız, bağlarımız başkalarının elinde.”
Nehemya onların bu dertlerini, ağlaşmasını duyunca çok öfkelendi. Düşününce soylularla halkın önderleri suçlu buldu. (Soylular - saygın ve zengin ailelerden olan adamlar demek.) Onlara, “Kardeşlerinizden faiz (lihva) alıyorsunuz!” dedi. Herkesi bir araya topladı. Sonra şöyle dedi: “Biz yabancılara satılmış Yahudi kardeşlerimizi elimizden geldiği kadar geri almaya çalışırken siz kardeşlerinizi satıyorsunuz. Yine bize satılsınlar diye mi?” Sustular, söyleyecek söz bulamadılar.
Sonra Nehemya devam etti, “Yaptığınız doğru değil” dedi, “Düşmanlarımız olan obür memleketlerin aşağılamalarından kurtulmak için Allah korkusuyla yaşamanız lazım değil mi? Kardeşlerim, adamlarım ve ben ödünç olarak halka para ve ekin veriyoruz. Lütfen faiz (lihva) almaktan vazgeçelim! Tarlalarını, bağlarını, zeytin bahçelerini, evlerini onlara hemen geri verin. Bir de aldığınız faiz (lihva) gümüşün, ekinden, yeni şarabın, zeytinyağının yüzde birini geri verin.”
“Veririz” dediler, “Artık onlardan hiçbir şey istemeyeceğiz. Ne diyorsan öyle yapacağız.”
Nehemya kahinleri çağırdı ve halkın önderleri verdikleri sözü tutacaklar diye kahinlerin önünde onlara yemin ettirdi. Sonra bagajının eteğini silkti ve dedi ki, “Kim verdiği sözü tutmazsa, Allah da onu böyle silksin; malını mülkünü elinden alsın; tamtakır bıraksın.” Herkes buna, “Amin” dedi ve Rab’bi övdüler. Verdikleri sözü da tuttular.
Nehemya Yahuda'da güdücü gibi hizmet ettigi on iki yıl boyunca, ne kendisi için, ne de hükümete yiyecek olarak ayrılan vergilere (danık) bütçesine dokunmadı.
Nehemya’dan önce hizmet eden güdücüler halka yük oldular. Nehemya Allah'tan korktuğu için böyle davranmadı. Nehemya’yla adamları hepsi işin başında durdular. Kardeşlerinden hiç kimse bir tarla bile satın almadı.
Nehemya’nın sofrasında yüz elli kişi otururdu. Her gün bir boğa, altı seçme koyun, tavuklar kesilirdi. Üstelik on günde bir her çeşit bolca şarap da hazırlanırdı. Ama halktan hükümete yiyecek olarak toplanan vergilere (danıklara) dokunmadı. Çünkü halk ağır yük altındaydı.
Nehemya Allah’ı seven bir adamdı. Allah’ı sevdiği için Allah’ın doğruluğu onun hayatının temeliydi. İşinde, hanesinde, yalnızken, kalabalığın önündeyken onun için hiç fark etmedi. Nehemya hep Allah’ın buyrukları yerine getirirdi. Nehemya'nın yaptıklarında haksızlık bulunmadı. Bir önder olarak başkaların doğru olmayan yaptıklarını gördüğü zaman hemen onu doğrultmaya çalıştı.
Biz de Nehemya gibi Allah’ı seven Onun doğruluğu için çalışan iyi kişi olmaya çalışalım. Nerede olursak olalım hiç fark etmesin. Haksızlığı görmezden gelmeyelim ama hep doğruyu yapmaya çaba gösterelim.
Kutsal Yazı
Okuma Planı Hakkında
Bu plan Kutsal Kitap’taki olan insanları tanıtıyor. Onları sırayla yaşadıkları zamana göre anlatıyor. Onların hayatlarını ve yaşadıkları zorlukları öğreniyoruz. Onlar bizim gibi sıradan normal insanlar olduklarını görüyoruz. Onların yanlış ve doğru yaptıklarından örnek alıp öğreniyoruz. Onlar bize kuraj (cesaret) veriyor ki Allah’a güvenelim ve anlayışta büyüyelim. Onların yaşadıklarından her birimiz kendi hayatımızda örnek alıp nasıl davranmamız lazım olduğunu yardım bulabiliriz.
More
Bu planı sağladığı için Kutsal Kitap Dersleri 'ya teşekkür ederiz. Daha fazla bilgi için lütfen şu adresi ziyaret edin: https://kutsalkitapdersleri.home.blog/